K. Eren Akalın
18 Mart 2008
Hafta sonu bir seminer dolayısıyla Mardin’deydim 3 senenin ardından. ılk kez 2005 yılında gittiğim bu müze kent, hala her dilden ve her inançtan dualarla ayakta duruyordu dünyadaki tüm ayrımcılıkların inadına. Naçizane fikrim, sadece yitirdiğimiz bazı insani duyguları hissetmek için dahi, bu şehre her yıl en az bir kez gidilebilir.
Atılan her adım, teneffüs edilen her soluk insanı özüne doğru bir yolculuğa götürüyor neredeyse. Biz Urfalılar hoşgörülüymüşçesine, misafirpervermişçesine davranırken, Mardinliler bir arada yaşama iradesini, kalenderlikleri ve eşsiz hoşgörüleriyle tüm dünyaya haykırıyorlar. Mardin Hz. Mevlana’nın ruhunu şad ediyor adeta, taş evlerinde yaşattığı güzel yüzlü barışla.
65.100 kişilik nüfusuyla Urfa’nın yalnızca 7’de 1 nüfusuna sahip Mardin, turizm potansiyelini durmaksızın arttırıyor. Mardin’e THY’nin ıstanbul ve Ankara’dan istisnasız her gün seferi var. Onurair ise haftanın 4 günü, ıstanbul’dan sefer düzenlemekte, ayrıca ız Air firması da Mardin’e ızmir’den direkt ulaşım hizmeti veriyor, hem de haftada 2 gün. Urfa’nın ise Ankara’ya topu topu hafta’da 3 gün uçak seferi var malumunuz, tabii hava koşulları el verirse. Bir tek ıstanbul’a her gün uçabiliyoruz, o da çoğunlukla Antep aktarmalı! Siz turist olsanız veya bir tur operatörü, Mardin’i mi tercih edersiniz yoksa Urfa’yı mı?
Taş evleri, müzesi ve medreseleriyle, Mezopotamya Manzaralı Mardin’de eşsiz lezzetlerle tanışabiliyorsunuz. Mardin’in sınırlı mutfağı, eşsiz bir sunumla karşılıyor ziyaretçilerini. Gelen konuklarına sınırsız bir sunum yapıyor Mardin’diler. Urfa’da ise kebaplardan başka bir yemeği sunamadık senelerce. Ardından Cevahir Konuk Evi’ne bir kadın eli değdi de, boranı, ağzı açık, ağzı yumuk ve semsek gibi geleneksel mutfağımızdan örnekler sunabildik misafirlere, diğerleri de takip etti, yoksa perişandık. Urfa’nın zengin mutfağını ne pazarlayabiliyoruz konuklara, ne de mutlu edebiliyoruz onları. Siz turist olsanız, Mardin’den mi daha mutlu ayrılırsınız, yoksa Urfa’dan mı? Hoşumuza gitmese de, benzer mukayeseleri çoğaltacak o kadar çok husus var ki!
Biz Urba’lılar farklı inançlara sahip insanlara, hala kâfir, hala münafık gözüyle baka duralım, bizim gibi olmayanları, bizim gibi inanmayanları suçlayalım, yargılayalım, Mardin’de Hıristiyan Süryaniler ve Müslümanlar bir arada yaşamaya devam ediyorlar. ınsan olsun, fark etmez diyorlar. Ramazan da aynı iftar sofrasını paylaşıp, paskalyada birlikte yumurta boyayıp, çan seslerine de, ezan seslerine de aynı yaradan için, huşu içinde kulak veriyorlar. Bizler mi? ‘ Hepimiz Allahın kuluyuz, hepimizin Allah’ı bir, ısa’da Musa’da bizim peygamberimizdir ‘ deyip, tüm ikiyüzlülüğümüzle ‘ben bu şehirde çan seslerinin duyulmasına müsaade etmem diyen bir adamı, sanki kiliseler Allahın evi değilmiş gibi, iki dönem belediye başkanı seçebiliyoruz. Mardin turizm potansiyelini durmaksızın arttırıyor, peki ya biz?