Bülent Okutan
8 Mayıs 2008
Yaşamımızı zor kılan en büyük etken ne biliyor musunuz?. Ciddi değiliz. Ciddiyetten çok uzağız.
Bana göre iyi yetiştirilmiyoruz. O yüzden de gayri ciddi büyüyüp Sosyal alanları, yaşamı paylaş-maya başladığımız yıllarımızı, başkalarına zehir ediyoruz.
Bunda en büyük etken eğitim. Yani Eğitim şart.
Bir kere Milli Eğitim Müfredatımız yanlış. Müfredat da ne demekse!…
On küsur yıl boyunca bizlere havuzların iki yada üç çeşmeyle kaç saatte dolabileceği, ya da Kuzey Amerika’da ki göllerin ismi öğretiliyor. Yaşım kırkbeş. Hala oturup çeşmeden akan suların bir havuzu ne kadar zamanda doldurduğunu izlemişliğim var, ne de Kuzey Amerika’yı görmüşlüğüm.
Müfredatta ileriki yaşamda işe yarayan şeyler hiç mi öğretilmiyor. Elbette öğretiliyor. Ama kafanız karışık ise öğretilenlerin bir değeri yok ki. Öğretmen sınıfta trafik lambalarını anlatıyor ;
-Bakın çocuklar Kırmızıda duracaksınız, Sarı hazır ol demek, Yeşil ise geç. Önünüzdeki yardımcı ders kitabında ise Ali ve Ayşe kesinlikle yaya. Kaldırımda duruyorlar ve beyaz eldivenli polis amcanın yönettiği kavşakta masum bir gülüşle trafik lambasına bakıyorlar.
Yahu hoca hanım. Bu memleketin bütün çocukları ileriki yaşamlarını yaya olarak mı sürdürecekler. Yooo…Hiç mi bu derslerde geleceğin büyüklerine sürücü olarak yapacakları öğretilmez.
Öğretilmiyor işte. Çünkü müfredatta yok.
Peki bunların hiç biri direksiyona geçemiyecek mi, ya da bir araba sahibi olacak kadar para kazanamayacak mı?
Zor…
Turist rehberi olup ta Kuzey Amerika’ya gidecekler ile Villalarının bahçelerine havuz yapacaklar hariç tabi.
Çocuk şimdi Turist rehberi olmuş, ya da Havuzcu ve köşe olmuş. (Bunlara ender rastlanır) Haliyle de para kazanmış araba sahibi olmuş.
Yaşı otuzu devirmiş bizim Turist Rehberi, Vilayet kavşağında Kırmızı yandığı için duruyor. Hooopp Sarı yandı. Ne demişti öğretmen; ‘Sarı yanınca hazır olun’. ılk görev öğrendiğini önündeki araçta bulunan muhtemelen de Havuzculukla geçimini sağlayana hatırlatmak. Ve eller kornaya ;
-Düüüüttt
Ardından yeşil… Rehber ve Havuzcular yani eğitimleri sayesinde para kazanıp araç sahibi olanların hareket zamanı. Tekrar eller direksiyonun göbeğinde;
-Düüüütttt..
Ortalık düdükten geçilmez iken kaldırımda yürüyen fakirlerin kulakları tırmalanmış kime ne?
Onlar havuz problemlerini çözememişler ve Kuzey Amerika’nın göllerinden bihaber yetişmişler. Müstehakları. Çözseydiler, öğrenseydiler!…
Öğrenemedikleri için dışarıda kaldılar ve klakson seslerinden de haliyle rahatsız oldular.
şaka bir yana kornalar yüzünden en büyük gürültü kirliliğinin yaşandığı illerden birinde yaşıyoruz biliyor musunuz?
Benim merak ettiğim ise şanlıurfa’da Belediye Trafik Zabıtaları ile Trafik Polislerinin durumu. Havuz- Çeşme değilse bile hangi problemleri çözme konusunda yeterli oldukları? Ya da onların ve onları o kavşaklara dikenlerin kulaklarında bir problem olup olmadığı?
Velhasıl Eğitim şart!…