Yöre çiftçisi bu koşullarda nasıl üretim yapsın?
Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Alican Çetinkaya, bölge illerinin Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin keyfi uygulamalarına ses çıkarmayan, tersine destek veren bir devlet anlayışıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
FATURALAR NEDEN YÜKSEK GELİYOR?
Çetinkaya’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
”Elektrik Mühendisleri Odası olarak yaptığımız incelemelerde, tarafımıza ulaşan faturalar üzerinde inceleme yapılmış, faturaların 30 günün üzerinde olması -ki bu da mevzuata aykırı-, yapılan %15 zam ve fazla tüketimlerden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu etkenleri göz önüne aldığımızda faturaların bir önceki aydan yüzde 40-50 fazla gelmiştir.
DEDAŞ ile daha önce yaptığımız görüşmelerde, sistem değişikliğine gittiklerinden yanlış okumaların olabileceği, bu nedenle yüksek faturaların geldiğini düşünen vatandaşların itiraz etmeleri halinde incelemelerde bulunacaklarını belirtiler.
‘DAĞITIM ŞİRKETLERİNE İNDİRİM VATANDAŞA YANSITILMADI. TAM TERSİ OLDU’
Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından, 2020 yılında ayrı ayrı olmak üzere toplam yüzde 62 oranında, 2021 yılının mart ayında geçerli olmak üzere yüzde 17,5 olmak üzere toplam yüzde 79,5 oranında Elektrik Dağıtım Şirketlerine indirim yapılmıştır. Bu indirimlerin vatandaşa yansıtılması gerekirken, maalesef yeni zamlar olarak karşımıza çıkmıştır.
2020 yılı Temmuz ayında geçerli olmak üzere yüzde 5,75, 2021 Ocak ayında yüzde 6 ve 2021 yılının temmuz ayında geçerli olmak üzere yüzde 15, yani son bir yılda toplamda yüzde 26,75 zam yapıldı. Bu zammın vatandaşa yansıması yüzde 28,91, yani yaklaşık yüzde 30 civarında zam yapılmıştır. Son bir yılda enflasyon yüzde 18,95 olarak TÜİK tarafından açıklanmıştır. Yani enflasyonun 10 puan üzerinde elektriğe zam yapılmıştır.
GAP SULAMALARI HEDEFLERİN ÇOK GERİSİNDE
Bölgenin, hatta ülkenin ekonomik kalkınması olarak müjdelenen, yerel halkın ve uzmanların karşı görüşlerine rağmen iklime, doğaya, eko-sisteme, tarihe zarar veren barajlar silsilesi olan GAP ile, bölgeye doğrudan katkısı olmayan barajlarla üretilecek elektriğe öncelik verildi. GAP, bölge için kalkınma projesi olmaktan daha çok batı için enerji yatırımına dönüştü.
GAP kapsamında yapılan barajlarla, elektrik üretimi açısından hedeflenenin yüzde 90 üzerinde gerçekleşme sağlanmışken, halkın geçim kaynağı olan tarıma direkt etki edecek sulama kanallarında ise, yüzde 30’un bile altında kalınmıştır.
ÇİFTÇİ ELEKTRİK GİDERLERİNİ KARŞILAYAMIYOR
Ayrıca sulama kanalları ile yapılan tarımsal sulama sistemlerinde, üretim maliyetleri, özellikle mısır ve pamuk için cazibe sulama gruplarıyla kıyaslandığında; cazibe sulama gruplarında dekar başına 2020 yılı ücreti 22 ile 39 TL iken, elektrik enerjisi kullanılarak yapılan tarımsal sulama sistemlerinde dekar başına 400 TL’ye yaklaşmaktadır.
BORÇLAR MAKUL SEVİYEYE ÇEKİLMELİ
DEDAŞ bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için bir an önce adım atmalıdır. Ayrıca, sulama kanallarının yapımına derhal başlanarak tamamlanmalı ve tarımsal sulama kullanımına sunulmalı. Elektrik ile sulama yapan çiftçilere, sulama kanalları ile sulama yapılan çiftçilere çıkartılan bedel gibi fiyatlandırma yapılmalı ve var olan borçlar makul seviyelere indirilmeli. Çiftçinin normal sulama yerine damlama, yağmurlama vb. sulama sistemine geçmesi sağlanmalı ve bu konuda çiftçiye gerekli destek sağlanmalıdır. Aksi halde ya buralarda artık çiftçilik yapılmayacak ya da bu sorun her yıl karşımıza çıkmaya devam edecektir.
KENDİ BİLDİĞİNİ UYGULUYOR, YAPTIRIMLA KARŞILAŞMIYOR
Bölgemizin sosyal, siyasal, ekonomik sorunlarda ve haklarını kullanma konusunda yaşadığı sorunlar nasıl diğer bölgelerden farklı ise elektrik ile ilgili yaşadığı sorunlar da farklıdır.
Keyfi uygulamalar yapan bölgedeki dağıtım firmalarına birçok hak, birçok imkan, kamu desteği sunulmaktadır. Kamu tarafından bu hizmet yürütülürken bu kadar yetki kendilerine verilmemişti. Keyfi enerjisiz bırakma, susuz bırakma, ürününü kurutma noktasına getirme, fahiş cezalar verme gibi uygulamalar ve bu uygulamalara ses çıkarmama, tersine destek veren bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız. Yönetmelik, kanun vb. tanımama, kendi bildiğini uygulayan ve buna karşı yaptırımlarla karşılaşmayan şirket gerçeği var. Herkesin kaçak kullanan olarak görüldüğü, bu şekilde uygulamalara maruz bırakıldığı bir dağıtım firması ve devlet anlayışı ile karşı karşıyayız.”
Kaynak: Gazeteduvar