Necla Cevheri Saatçi
23 Nisan 2007
Büyüklerimizden duymuşuzdur; “Allah, yazımızı yaz, kışımızı kış etsin” cümlesini. ıklim değişikliklerinin başladığı şu günlerde bu sözün değeri daha iyi anlaşılmakta. Yazılı ve görsel medya da sürekli bahsedilen küresel ısınma, üzerinde yaşadığımız dünyayı etki altına almış ve almaya da devam ediyor. Küresel ısınmanın ana nedeni güneş olarak kabul edilmekte ve güneşin gönderdiği ısı ve ışıkta bu süreci hızlandırmakta. Yeryüzünün insanlar ve diğer canlılar için yaşanabilir bir ısıda olmasını sağlayan atmosferdeki “sera etkisi” denilen bir mucize. Dünyamızın yaşanılabilir olmasını sağlayan atmosfer tabakasıdır. Bu tabaka sayesinde güneş ışınları gelir ve bizim yaşamımızı idame ettirebileceğimiz kadarını dünyamıza iletir, gerisini yansıtır. Bu sıcaklığı tutabilmeye sera etkisi denir. Sera etkisini oluşturan gazlar vardır. Bu gazlar karbonmonoksit gibi gazlardır. Atmosferimizde mevcut olan gazların oranlarındaki değişim, bizi etkilemekte. Bu gazların artışı, dünyanın ısınmasına neden olmaktadır. Artışını sağlayan da, bu artıştan en fazla etkilenen yine biz insanlar. Elimizden gelecek olan ise basit önlemlerle karbondioksit gibi sera etkisini arttıran gazların üretimine minimum şekilde katkıda bulunmak olur. Neler yapabiliriz, bunun üzerinde durmalı ve önerilen çözümleri kullanmalıyız. Aslında hepsi basit önlemler. Örneğin, kullanmadığımız odaların ışığını söndürmek gibi. Bunu kendimiz uygulayabilir ve ev halkına da bu alışkanlığı kazandırabiliriz. Suyu ısıtmak için güneş enerjilerinden faydalanabilir, klimaların filtrelerini sık temizleyerek verimini arttırabilir, ısı kaybını önlemek için pencerelerin ve dış kapıların izolelerini yapabiliriz. Başka neler mi yapılabilir; yemek pişirirken tavalarımızı kapakla kapatabilir, yemeği kontrol etmek için fırın kapağını sürekli açmayabiliriz. Böylece ısı kaybını önleyebiliriz. Buzdolabımızı sık temizleyerek verimin düşmesini engellemiş oluruz. Sıcak yerine ılık veya soğuk yıkama yapabilir, çamaşırlarımızı kurutma makinelerinde değil de asarak kurutabiliriz. Su kaçıran musluk ve borularımızı tamir edip, kullanmadığımız sıcak suyu akıtmayabiliriz. Tazyikli başlıklı duşları değil de, az akıtan duş başlığı kullanabiliriz. Aslında en iyisi büyüklerimizin kullandığı gibi kova suyuyla yıkanabiliriz. Evimize, bahçemize ağaçlarla gölgeleme yapabiliriz. Bir asmanın veya çınar ağacının gölgesinde oturmak, suni bir gölgelemenin altında oturmaktan daha keyif verecektir. Daha az araba kullanıp, yürümeyi tercih edebiliriz. Bu sağlığımız açısından da oldukça önemli. Yürüyüşün ne kadar faydalı olduğu az-çok herkes tarafından bilinmekte. Yürüyüş ruh sağlığımız açısından da çok faydalı. Temiz ve açık hava bize zindelik katacaktır. Orta yaş ve üzerindeki insanlar alışverişe çıkarken kendi çantalarını yanlarına alırlar. Bu alışkanlık daha az poşet kullanımını sağlar, daha az poşette atığın az olmasına bir vesiledir. Eski insanlar kendi yöresinde üretilen mevsimsel meyva ve sebzesini tüketirlerdi. Bizde öyle yapmalıyız. Aslında ninelerimizin-dedelerimizin bütün davranışları, dünyamızı korumak açısından yapmamız gereken alışkanlıkların ta kendisi. Onların davranışlarını devam ettirsek, önlemleri kendiliğinden almış oluruz. Kullanmadığımız odaların ışıklarını kapatmayı öğreten babama çok teşekkür ederim. Böylece farkına varmadan enerji tasarrufuna bir katkıda bulunma alışkanlığına sahip oldum. Dünya, yaşamımızı en kaliteli şekilde sürdürebilmemize uygun şekilde yaratılmıştır. Fakat biz insanlar elimizdeki mükemmelliğin kıymetini bilmeyerek elbirliğiyle onu yok etmeye çalışmaktayız. Bahsettiğimiz basit önlemleri günlük hayatımızda kolayca uygulayabiliriz. Sanayi kuruluşları için önlemleri almakta, ülkelerin hükümetlerine düşmektedir. Tedbirleri alarak, içimiz müsterih şekilde yaşamak dileğiyle. Haftanın sözü: ıklim değişikliğinin sonucu olarak bir milyondan fazla canlı türü, neslinin tükenmesi tehdidi altında olabilecektir. Prof. Chris Thomas Haftanın Kitabı: Fatma Aliye: Uzak Ülke Fatma Karabıyık Barbarosoğlu