İbrahim Dülger
2 Nisan 2007
Ağaçları oluşturduğu topluluğa orman, kitapların oluşturduğu topluluğa da kütüphane denmektedir. Birbirleriyle organik bağıntılı bu iki varlığın önemini vurgulamak için ayrılan haftalar peş peşe önce orman ardından kütüphaneler, Martın son haftası. Ağaçlar canlarıyla kitapları, kitaplar da insanları kültürel hafıza deposu olan kütüphaneleri oluşturmaktadır. Kültürleşen insan yaşadığı ekosistemde orman denilen varlığın önemini kavrayarak onu korumakta, geliştirmektedir. Nüfusun hızla artmasıyla; tarım alanları açmak, yakıt, araç-gereç yapmak gibi nedenlerle hızla tahrip edilen, atmosferde oksijen ve karbondioksit dengesini sağlayan ormanlar, iklim erozyon üzerindeki olumlu etkilerin yanında; orman ekosisteminde yaşayan canlılara gerekli ortamı yaratırken, yan ürünler ve kereste ile ekonomik yararlar da sağlamaktadır. ılk çağlardan beri, yazılı kaynağın önemini anlayan insanlar, kağıdın bilinmediği dönemde, kil tablet, taş, kemik, deri papirüs gibi malzemeleri kullanarak, arşiv ve dokümanların bulunduğu kütüphaneleri oluşturmuşlardır. Kan dökücülükleri savaşçılıkları ile ünlü Asurlar dünyanın en eski kütüphanesini başkentlerinde kurarken Hititlerin Anal denilen tanrılarına hesap vermek amacıyla yazdıkları yıllıklar, Bergama ‘da parşömen kağıdının bulunmasıyla dünyanın en zengin kütüphanesinin kurulması kültürel gelişmeye ivme kazandırırken; bunun ardı sıra talancı yıkıcı saldırganların yaktıkları ıskenderiye, Bağdat, Harran, orta çağda skolastik düşüncenin etkisi ile yakılan antik çağa ait kütüphaneler, Hitler’in ve özgür düşünceyi yok etmek için diktatörlerin yaktığı, günümüzde de Irak’ta bombalanan kitaplıklar, müzeler, uygarlığın gelişiminin temeli olan kütüphanelerin yaşadığı en büyük yıkımlardır. Süryanice yazılı antik çağ bilim felsefe eserlerinin Arapça’ya tercüme edilmesi ile oluşturulan Beyt’ül Hikme denilen kütüphane ve enstitüler, Abbasiler döneminde ıslam dünyasına Rönesansı yaşatıp, pozitif bilimlerde akıl ve mantığın esas alınmasını sağlarken (Maalesef 2-3 yüz yıl sürdü) orta çağda kilise papazlarının manastırlarda gizlice bazen de birbirleri ile yarışarak Arapça’dan Latince ye ve Grekçe’ye çevrilip oluşturulan kütüphaneler, Avrupa’da Rönesans’ı, günümüz aydınlanma ve bilgi çağının yaşanmasını sağlamışlardır. Uzunca süren el yazma kitaplar nedeniyle fazla çoğaltılamayan kitaplar, matbaa ile ucuza üretilerek daha çok kütüphane kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında kütüphaneciliğe ve kitap basımına önem verilir, klasik eserlerin Türkçe’ye çevrilmesi sağlanır, okuma alışkanlığını kazandırmak için kırsal alanlara hayvan sırtlarında giden gezici kütüphaneler gönderilirdi. Bugün toplumumuzda kitap okuma alışkanlığı oluşmadığı gibi kütüphaneye gitme ve yararlanma davranışı yerleşmemiştir. Eğitim sistemimizin çoktan seçmeli test tekniğini ön plana çıkartması çocukların okuma ve kitaplardan yararlanma davranışını gereksiz hale getirmiştir. Böylelikle fikir ve düşünce üretemeyen, sentez yapamayan kütüphaneler yerine görselliğin sınırsızca seyredildiği Internet kafeci nesillerin yetişmesi sağlanmıştır. Nüfusu hızla artmakta olan ve geniş alanlara yayılan kentimizde semt kütüphanelerine olan ihtiyaç büyüktür. Var olan ve yeni açılacak olan semt kütüphanelerinin filtrelenmiş Internet takviyesi ile, kenar semtli fakir çocukların da kütüphanelerden daha fazla yararlanması sağlanacaktır. il Kültür Turizm Müdürlüğü diğer kültürel çalışmalarda gösterdiği gayret ve başarıyı bu konuda yapacağı aktif çalışmalar ile daha da arttıracaktır. Orman ve insan Kütüphane ve insan Uyum içinde olursa; savaşsız, barış içinde, daha mutlu bir dünya yaratılacaktır şüphesiz…