Mahmut Çepoğlu
5 Ekim 2007
Yıllardır bu soruyla karşı karşıyayız. Sorumluluk yüklenmeyen yetki sahipleri bu işi zamana bırakarak çekildiler. Belki rant kapısı düşünüldü. Belki yer bulunmadı. Belki de görev süreleri yetmedi. Dahası nice soru ve sebepler zinciri sarıldı ayaklarımıza.
Bir otogar yapılmalıydı. ılimizdeki ulaşımın zahmeti düşünülerek çok uygun bir çalışma şarttı. Yer çok önemliydi. Bunun tespiti de kolay değildi. Çünkü ağzı olan konuşmaya başladı mı meselenin halli gittikçe zorlaşır. Ancak Urfalıların ufku açılmış, artık vatandaşlık görevlerini menfaatsiz yerine getirenlerin çoğunluğa eriştiğini, yalakalığın suyunun ısındığını, dolaysıyla samimi ve çok seslilik etkin olması sevindiriciydi.
Öncelikle katılımcı bir yönetim anlayışının duyarlı bir toplum yaratma da, etkin olduğunu savunmamak mümkün değil. ıstişarenin önemini hayatın her alanında faydalarını görüyoruz. Otogar ve çeşitli konularda yapılan toplantılar Urfa’nın bir uyanışına referanstır. Bir şeyler bekliyor, bir şeyler sözle de olsa katmak çabası güzelliklerin sergilenmesine neden oluyor.
Her şeyin en iyisini, kolayını bulmak veya yapmanın zorluğunu hayatın her alanında karşımıza çıkmakta. Bu gün kimileri tarafından en iyisi dediğimiz şeylerin yarın önemsiz, kimilerinin karşı çıktığı şeylerin geleceğe görkem katmayacağını kim söyleyebilir.
Onun için diyorum; kimi binalar var gelecekte değerlendirilir. Kimileri var bir çivisini sökemesin. Bir pasaj yıktırılmaya kalkışsanız daireleri dolduran güruha söz dinletmenin zorluğunu göreceksiniz.
Yeni tespit edilen otogar yerini herhangi bir vatandaş tespit edip belediye sunsaydı, büyük alkış alacak ve dâhiyane bir gözle ona bakılmanın mutluluğunu yaşayacaktı. Lakin bunu belediyeciler (kim bulmuş bilmiyorum) bulmuş diye ille muhalefet oluşturmak gerekmiyor sanırım. Çünkü bunun neticesi halka hizmettir. Bu anlamda belediye başkanı bu işin tanıtımını yaptığı gibi yapımını da o üstlenecek. Bir insanın inanmadığı doğru bilmediği bir düşünceyi savunması mümkün mü? Her şeyin en iyisini en doğrusunu bilmesi mümkün değil. O da teknik adamlara inanıyor ve onun mantığına uymasından sahiplenme olgusunu savunuyor.
Bakınız Zirai Aletler Fabrikası bütün yapılarıyla üniversiteye devredildi. Geçmişte bunun yapılması için büyük çabalar verildi. Yüzlerce işçi memur amir çalıştı. Kim buranın kapatılacağını düşünmüştü. Yıllarca ilimize bir görkem katan TMO Toprak mahsuller Ofisi silolarının bir gün tüm binaları ile bir yerlere devredileceğini hayalini bile etmek mümkün değildi. Ve daha nice yapılar.
Her yapının bir ömrü var. Barajlar bile seksen yılda ömrünü dolduruyor . O zaman ömrünü dolduracak diye yapmayalı mı? Kaldı ki bu yapı ömrünü doldurduğu ve halka kifayet vermediği anda yine Urfa trafiğine zararlı olduğu hissiyatını verdiği an, yeni bir otogara başlanabilir veya burası ikinci bir otogar olarak bırakılabilir. Kentin gelişim potansiyeline göre zoru başarmak için önce işin kolayından başlamak gerektiğine inanıyorum. Herkes kendin nüfusunun büyümesinden bahsediyor, lakin kimse kentin gelirlerinin de o günün şartlarına göre artacağını söylemiyor. Dolaysıyla o zaman yeni yapılar yapılabileceği gibi en iyi hizmet vermenin yararlarını göreceğiz.
Urfa’ya çok acil bir otogara ihtiyacı var.Yeni arayışlar elbette güzel. Ama ilimizin sosyokültürel ve sosyoekonomik yapısı göz önüne alındığında, şehrin dışında yapılacak bir otogarın beraberinde yeni zorluklar yeni rahatsızlıklar getireceğini bilmeyenimiz yoktur. Örneği eski otogarımız meydanda. Yapıldıktan yıllar sonra otogar çalışanları sayesinde belli hizmetler vermeye başladı. Alt katının tuvalet olarak kullanıldığı günleri ne çabuk unuttunuz. Dahası şimdi orası uçucu madde bağımlıların mekânı olduğunu biliyor musunuz?
Bu noktadan hareketle yapılacak bir otogar şehirden uzak olmamalı, zabıta ve kolluk kuvvetlerinin sıkı denetiminde olmalı. Jandarma bölgesindeki bir otogarın denetiminin gelecekteki zorluklarını düşündüğümüz gibi jandarmanın asli görevi yerine otogarlarla uğraşmaması gerektiğine inanıyorum.
şehrin dışa açılması kadar doğal bir olgu yok. Ancak Urfa bu açılımlara müsait değil. Biz başka şehirlerle kıyaslama yerine kendimiz gibi olmaya çalışalım. Kendimize en uygun şartlarla hareket edelim.
Bu otogarın yeri bu gün kimilerine yanlış veya doğru gelmeyebilir. Netice de betonarme binadır. Bir daireye bir kuruma bırakılacağı gibi belediyenin ilerde doğacak yeni hizmetleri için hizmet verebileceği gibi yıktırılıp bir parka da dönüşümü olabilir.
Uzak yerler düşünüldüğünde yarın bir otogarın da Eyyubiye’de yapılması gerekir. Nasıl ki bu günkü mezarlığın şehirden bu kadar uzakta olması onu kullanmaz duruma getirmişse, şehrin diğer uçlarında mezarlıklara ihtiyaç var ise bundan hareketle bu otogarın şimdilik şehrin önemli bir aksı olan Diyarbakır, Adıyaman, Mardin yolları güzergahında olması ulaşımında kolaylaştıracağının ifadesidir.
Belediyenin bu tespiti ve hazırlığını Başarlı bir çalışma olarak değerlendiriyorum. Bu alandan başka bir alanın Urfa halkına hizmetten ziyade zahmet olacağını maddi külfete mal olacağını bilinmesini isterim