Mahmut Çepoğlu
19 Ekim 2006
Sonbahar tüm serinliğiyle olmasa da hafif esintilerle kendini belli ediyor. ınsanların sarı sıcak yazla bir yerlere serpilmişken, eylül-ekim derken yeniden bir araya gelerek unutulan muhabbetlerin kurulmasına başlanıldı bile…
Dost ziyaretleri, sıra geceleri, söz-saz meclisleri yeniden renklenmekte. Serin gecelerin sıcak dostluklarla sentezleştiği zamandır. Salonlar müzik şölenlerine başladılar bile. Artık salonlarda kültürel etkinliklere, tiyatro çalışmalarına başlamanın zamanıdır.
Belediyenin çalışmaları arasında sayılan, sanatçıların göz nuru, el ve zihin emeklerinin bedeli olan sanat eserlerinin sanat severlere sunduğu, sanat-kültürel etkinliklerin faaliyetlerin görücüye çıktığı bir yerdir belediye sergi salonu…
Bu salonun merkezi bir yerde olması açısından sergi salonu olarak kullanılması ilimiz için büyük bir kazanım. Geçtiğimiz yazın kavurucu sıcağında dahi bir hafta boş kalmadı. Bu da uygarlığın sanat ve mekânlarla buluşmasıdır.
Sanat severlerin sanatla buluştuğu, plastik sanatların duvarları renklendirdiği, fotoğrafların göz hoşnutluğu ile buluştuğu, el işlerinin sanata dönüştüğü, ebrunun, hüsnü hat çalışmalarını izleyici ile buluşturan bu sergi salonu, önemli bir boşluğun kapanmasına vesile oldu. Haysiyetli toplumlarda nasıl düşünce ve ifade özgürlüğü vazgeçilmeyecek bir temel haksa sanatta bu toplumların saygı duyduğu ve vazgeçemediği en temel haklardan biridir.
Bir çok sanat severin sanatla yakından buluşmasına, renkleri ve güzelliklerin hazzına doya doya ulaşmasına neden olan, sergi salonuna sahiplenilmesi yüzlerce öğrencinin iki usta fırça sahibi tarafından kurs verilmesi ayrı bir ilgi ve hizmet konusu.
Yeni ressamların ve belki tarihe mal olacak isimlerin yaratılmasına neden olacak. Bunu zaman belirleyecek. Bu anlamda güzel düşüncelerinden dolayı belediye başkanı ve ekibine teşekkür etmek sanatseverlerin bir borcu olsa gerek.
Zaman zaman dikkatimi çeken oraya yakışmayan, bir sanat özelliği taşımayan eser, el becerisi ve çeşitli yetenek gibi görülen basitliklere açık olduğudur. Bu sürekliliğin devam etmesi halinde izleyici sanat sever “yine sıradan bir şeydir” deyip başını salona taraf çevirmeden yoluna devam etmesidir. Aslında oraya bir kalite getirmenin bir standarda bağlamanın zamanı gelmiştir sanırım.
Kimilerinin ne kadar arzularının yerine getirilmesi değil; sanat adına yapılanlara olduğu kadar etki ve tepkinin önemini kavramak lazım. Sergi salonu iyi işletilmesi ve kullanması halinde sanattan habersiz nice insanın derinlerinden saklı sanat aşkı depreşecek.
Sanatçı, sanat, sanatsever şeklinde kurduğumuz üçgende hiçbir şey meta olarak değerlendirilmemeli. Sanatçıya yapılan maddi katkılar sanatın yenilenmesi ve sanat için bir dönüşümdür. Sanatçının ürünlerini sergilemesi de onun bir maddi beklentiden ziyade sanat sever ve izleyicilerle buluşması olmalıdır.
Belediye sergi salonu sanatseverlerle sanatçıları buluşmayı sürdürürken, belediyenin önündeki kitap sergisi insanların unuttuğu sevgiyi bir nebzede olsa hatırlatıyor. Neticede kitaptır okumak lazım. Herkes kendi payına düşeni alır…
Ramazan vesilesiyle hayli etkinlikler yapıldı ve dikkat çeken çalışmaların yapılması, artık kültürel alanındaki boşluğunda doldurulduğu inanca insanlara verilmiş olması sevindiricidir.
Tüm ilkler ardından gelecek yeniliklerin başlangıcıdır. Bu gösteriyor ki, ilk deneyimlerden sonra daha güzelleri gelecek hem de olgunlaşarak gelecektir.