
Mehmet Göncü
20 Haziran 2007
Hava su ve toprak canlı yaşamın devamı için olmazsa olmaz doğal varlıklardır. ışte bunlardan birinin veya tümünün kirlenmesi ise, yalın bir anlatımla, çevre olgusunu olumsuz biçimde etkilemektedir.
Benim bugünkü yazımda anlatmak istediğim konu; çevre kirliliklerinden olan görüntü ve gürültü kirliliğiyle ilgilidir.
Bana göre, akıl ve mantığımızın kabullenemediği ve gözümüze hoş görünmeyen her obje görüntü kirliliğidir.
Örneğin; yanlış ve bilinçsizce yapılan budama sonucu kurumuş bir ağacın çirkin görüntüsü bile bir kirliliktir. Urfamızda böyle bir çok ağaç var. Bu konudaki örnekleri çoğaltıp, çeşitleri ile birlikte yazıp zamanınızı almak istemiyorum. Her gün gezip gördüğünüzde, akıl ve mantığınıza uymayan ve gözünüze hoş görünmeyen bir çok objeye rastlıyoruz. ışte bu çirkinlik görüntü kirliliğidir. Uygar ve çağdaş olmanın bir ölçüsü de, görüntü kirliliğinin olmadığı kentlerde ve mekânlarda yaşamaktır.
Bu manada, ilimizde mevcut, çok boyutlu görüntü kirliliğini zaman içerisinde ortadan kaldırmaya azimli olan ve bu konuda bir çok proje üretip büyük bir kısmını da hayata geçiren Başkanımız Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’ya bu güzel çalışmalarında hemşehirliler olarak yardımcı ve destek olmamız gerekiyor. Birey olarak, ben ne yapabilirim demeyin. Evinizin, işyerinizin önünü ve bahçenizi temiz tutmanız, size yakın bir ağacı sulamanız, evinizi, balkonunuzu, binanızı ucuz bir masrafla badana ettirmeniz bile çok büyük bir destektir.
1981 yılında Tekirdağ ili Malkara ilçesindeki memuriyet görevim esnasında örnek bir uygulamaya tanık olmuştum. şöyle ki; ılçe Kaymakamının başlattığı bir kampanya ile köyler dahil, tüm binalar ve yerleşim mekanları beyaz kireçle badana edilmiş, kirecin mikrop öldürücü özelliği göz önüne alındığında bu kampanya ile, hem temizlik, hem de görüntü güzelliği sağlanmıştı.
ılimizde de, Akabe, Haleplibahçe ve Yakubiye başta olmak üzere, tüm il merkezinde badanasız , boyasız binaların buna benzer bir kampanya ile görüntü güzelliğine kavuşturulması teşvik edilmelidir. Bu konunun uygulaması esnasında, turizm bölgelerimizin öncelikle göz önünde bulundurulmaları çok yararlı olur diye düşünüyorum. Bu uğraşla bir taşla iki kuş vurulmuş olacaktır. Hem hastalık saçan etkenler ortadan kaldırılmış olacak, hem de mekanlar güzel bir görünüme kavuşmuş olacaktır. Ben inanıyorum ki, ilgililerin bugünkü çalışmalarıyla, çok yakın bir gelecekte kentimiz görüntü güzelliği bakımından örnek bir il olacaktır.
Gürültü kirliliğine gelince; Bence bu olay kişinin vicdanında gelişen bir hadisedir. ışte bu vicdan; bireyin genel ve özel öğrenimi ile çevre ve aile olgusuyla bedeni ve ruh sağlığıyla doğru orantılı olarak gelişmektedir. Örneğin şahıs gecenin ilerlemiş bir zamanında arabasında dinlemiş olduğu müziğin sesini bütün bir mahalle duyacak bir şekilde yükseltmişse, bu kişiye iyi bir eğitim almış veya iyi bir çevrede yetişmiş, sağlıklı bir ruh hali var diyebilir miyiz?
Keza, gecenin veya gündüzün bir saatinde mahalle aralarında, egzoz susturucusu çıkarılmış veya son sürat bir şekilde motosikletle gezmek fiili hangi akıl ve iyi vicdanla özdeş sayılabilir?
Her sokakta, her mahalle arasında bir polisin mi olması lazım? Hayır. Uygar ve çağdaş insanın polisi, kendi vicdanıdır. Bu konuda da örnekleri çoğaltmak mümkün.
Netice itibariyle bu gürültü kirliliğini önleme, kişinin kendinde başlayan ve kendinde biten vicdani bir olgudur. Ben şahsen bu tür bir kirliliğe pratik ve etkili bir çözüm yolu bulamıyorum.. Bilen varsa lütfen açıklasınlar, biz de bilelim.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla