Cüneyt Gökçe
1 Şubat 2008
Seyyid Süleyman’ın oğludur. Soyu Hz. Hasan vasıtasıyla Hz. Ali’ye ulaşır. Bağdat’tan ayrılan Seyyid Ali’nin ataları ilk olarak Kurtalan ve Beşiri arasındaki tarihi Erzen şehrine yerleştikleri için, soyadı kanunu çıktığında tarihi bir anı olarak “Erzen” soyadını almışlardır.
1 Mart 1968 Cuma günü vefat etmiş; Cizre-Kale mahallesindeki şeyh Seyda Makberine defnedilmiş ve mezar taşına kendisine ait olan şu beyit nakşedilmiştir:
“Di Dinyayé heçi rabé; feqir u şéyx u axa bé
Jı ber mirné xilas nabé, di şerq u hem di xerbé da…”
Yani:
Dünyaya kim gelirse gelsin; fakir, şeyh ya da ağa olsun…
Ölümden kurtulması mümkün değildir: Doğuda ya da Batıda…
Seyyid Ali, köklü bir geleneğin ürünü olması hasebiyle sadece bir alanda değil pek çok ilmi branşta söz sahibidir. Kur’an ılimleri, Fıkıh, Kelam, Hadis, Belagat, Mantık; ıstiare, Vad’, Nahiv; Sarf ve diğer ilimler onun için aynı mesabededir. Hepsinde söz sahibidir.
Ders anlatımında özgün bir yönteminin olduğu nakledilir. şöyle ki: Önce anlatacağı konuyu öğrenciye ezberden anlatıp kavratır, sonra ibareye döner ve konuyu pekiştirir.
Yerleştiği her köye bir ilim medresesi kazandıran Seyyid Ali bulunduğu her yerde Fetva Kaynağı olmuştur. Verdiği fetvaları yazılı hale getirip altına imza atma geleneğine sahiptir.
Üç tane ilmi icazetname ile taltif edilmiştir:
1-ılk icazetnamesini yanında kesintisiz olarak yedi yıl (1333–1340/1915–1922) tahsil gördüğü hocası ve Silvan müftüsü Seyyid Abdurrahman Efendi’den almıştır.
2-Daha sonra, kayınpederi Seyyid Hasan tarafından da ilmi icazetname ile taltif edilmiştir. Hatta Bu ıcazetname, dönemin yönetimi tarafından “yüksek tahsil belgesi” olarak kabul edilmiş ve bu vesileyle Seyyid Ali askerlik görevinden muaf tutulmuştur.
3-Cizreli hocası ve şeyhi şeyh Seyda’dan da ilmi icazetname almıştır.
Bunların yanı sıra biri Cizreli şeyh Seyda tarafından diğeri de şeyh ıbrahim Hakkı Basret tarafından olmak üzere iki tane de Tarikat ıcazetnamesi vardır.
Çok mütevazı bir kişiliğe sahip olan Seyyid Ali, takva ve vakarın zirvesindedir. Kırıcılıktan uzak güler yüzlü bir yapıya sahiptir. Hataları yüze vurma gibi bir özelliği yoktur. Tabiatı, hayvanları ve bütün mahlûkatı seven saygın bir kişiliği vardır. Çocukları okşamayı ihmal etmeyen ve onlara ilgi gösteren bir yapıya sahiptir. Gördüğü çocukları hediyesiz bırakmamıştır.
Barışseverliğiyle ün salmış ve bu konuda fiili örnekler sergilemiştir. Pek çok barıştırmaya vesile olmuştur. Nice kan davalarının sulh ile bitmesine katkı sağlamıştır.
ılmi sömürü aracı yapmamakla ün salmıştır. Verdiği fetvalar karşılığında teklif edilen maddi karşılıkları reddetmiş ve hasbiliğini korumuştur.
Tahsil döneminde bile arkadaşları zekât ve sadaka peşinde koşmak için tahsile ara verirken o tahsilini sürdürmeyi tercih etmiştir.
Kürtçe ve Arapçaya olduğu kadar Farsçaya da hâkim olan Seyyid Ali, çok nezih ve anlaşılır bir üsluba sahiptir. Nesir çalışmalarının yanı sıra asıl olarak şair kişiliğiyle ün salmıştır.
Haftaya bu önemli şahsiyeti tanımaya devam edelim…