Sabri Dişli
7 Haziran 2007
şanlıurfa’ya özgü olduğunu sandığım bir meseleyi bilmeyenler için anlatıyorum.
Evin üç kızı vardır üçü de (s)ve (r) harfini telaffuz edemez ve çocuksu konuşurlar….
Günlerden bir gün kapıyı dünürcüler çalar:
Kızlara sıkı sıkıya tembih yapılır. Sakın dünürcülerin önünde ağzınızı açıp konuşmayın…
Gelin adayları çay kahve bahanesiyle süzüm süzüm süzülerek arzu endam ederler…
O sırada odanın içinde bir fare görünür, yani sıçan.
Küçük kız çığlık atar!
-Titan! Titan!
Ortanca seslenir:
-Kuyluğu da vay!
En büyüğü ise talimata uymanın rahatlığıyla;
-Tütür Allaha ne tetettim ne teda (Ne ses ettim ne seda)
A’nın listesini beğenmedik, tepki vereceğiz: küçük kız bağırıyor…
B’ye bakıyoruz, ortanca kız kuyruğu gösteriyor.
C, şükür çekerek kendini ele veriyor.
22 Temmuz da ne yapacağız?
Yazlıkçılar; yazlığa, ırgatlar; mevsimin ürününü toplamaya, piknikçiler 22 temmuz kebabı yapmaya…
Belki bu zehir zıkkım olacak 22 temmuz menüsü üzerine tepki olarak tatlı yerdik ama tatlı kendine yediremedi, ya da yemedi. Kaçtı!
Bu kaçış hayra alamet değil tabi! Koca tatlı işte yanında tatlının kıvamını, fıstığını belirleyecek yol gösterecek ustası mı yoktu…
Olmaz olur mu?
Meselenin içyüzü yarın öbür gün su yüzüne çıkar… Belki tatlı hatıratlarında anlatır.
Birileri Urfa’ya gelme, dedi. Tabi güçlü birileri!
Kim bu birileri? Belki de bir kanaat önderi…
Matematiksel hesapları yapıldı. Bunlardan biri kendine göre ölçtü biçti ve karar verdi; bu tatlı bizim menüyü bozuyor… Taziye yemeğinin üzerine tatlı almak istemiyorsak; tatlıyı, tatlıca bertaraf edelim.
Son Dakka da haber geldi. Tatlı o telaş içinde en olmadık yemeğin; dögmecin üzerine yıkılıverdi.
Tabldota ne var? Mağdur pilavı, Yanmaz tavada yıldız dolması, es-hat katkılı ak göl çorbası, ortaya da Siverek usulü kebap… Üstüne şeyh şerbeti…
Buyurun tabldota…
Bu tabldotla şanlıurfa yemeği hariç her nevi çeşit var…
*
Dögmeç: Urfa da yufka ekmekten yapılan yemek.
***
Değerli okuyucular
Yazı yazmaya 1985 yılında başladığım; düzeyli, ilkeli Hizmet gazetesi dışında daha fazla kitlelere ulaşmak amacıyla aynı yazıları www.sanlıurfa.com sitesinde güncelliyorum.
ınternet ortamı bulamayan okuyucular için siteye gelen yorumlardan bir kaçını sizinle paylaşmak istedim.
Mustafa HAKAN;
DEğERLı AğABEYıM; ÜSTELıK BU DEFA TABLDOTTA SADECE TıRşıK VAR. YERSEN!!! BEN şAHSEN YEMEYECEğıM VE ELıMıN KOLUMUN YETTığı HERKESE DE YEMEMESıNı TELKıN EDECEğıM. BU LıSTELERDEN MEMNUN OLMAYAN HERKES, BU DEFALIK HERşEYı BıR TARAFA BIRAKIP GEÇERSıZ OY KULLANIRSA, BU DURUM MUTLAKA BÜTÜN PARTıLERıN DıKKATıNı ÇEKECEKTıR VE EN AZINDAN BıR SONRAKı DÖNEMDE LıSTE OLUşTURURKEN DAHA DıKKATLı DAVRANACAKLARDIR. (TETıM TEDAM ÇIKMATIN ıTTıYOLUM AMA DAYANAMIYOLUM-
*
Mahmut…
Antepliler dün parti önünde tepki koydular. Urfalılar susuyor ve sadece konuşuyor. ışte Antepli ile Urfalının farkı. Onlar TEPKı koyabildiklerini ispatladıkları için GAZıANTEP, biz sadece konuşabildiğimiz için TALıHSıZ URFA’lıyız. şimdi anladım. Onlar BAKAN çıkarır biz hemşerisine BAKAMAYAN çıkarırız. Kaderimizmiş mi diyeceğiz lo………..
*
ısimsiz
Kerip kuması, 13 yıllık Mardin tavası, şığ parmağı ve bunun gibi önümüze sunulan yemekleri afiyetle yiyelim. Üstüne bu bizim kaderimiz deyip YANBALI yı içelim. Oh be huzurunuzda keriz olduğumu itiraf ediyorum. Ancak sindirebildim. Eline sağlık babayı hatırladım Sabri bey. Sağ olsaydı acaba ne yapardı? Galiba bir daha ölürdü. TEPKı koyalım beyler uyanalım artık YETER
Sizin gibi bir kuzu….
*
Sabri TEMEL…
ıKı ıKı DÖRT EDER DEMEMışMıYDı “TATLI” BıR şARKISINDA. PEKı şERBETSıZ, ıCAZETSıZ MÜRıT OLUNAMIYACAğINI BıLMıYO MUYDU? “TATLI” HEMşEHRıMıZ. NE YAZIKKı, AFZUMSUZ HEYYE DÜşEMEZ ZAVALLI ıNSANLARIMIZ, KAHROLASI FEODALıTEDE. KALEMıNE-YÜREğıNE SAğLIK SABRı BEY. ALLAH ESıRGESıN. SAYGILARIMLA.
Belgin Turan Satıcı (ANKARA)
Enfes bir yorum. Gel gör ki, yaşananların hazmedilmesi için rahmetli babamın yaptığı gibi hağrmonata (karbonat) içsek de sindiremeyiz. Bir kaç kilo içip sindirmeye çalışırken de biz dünya değiştiririz. Bütün bunların üzerine çok sevdiğim bir türkü geldi aklıma “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar”…