Mehmet Göncü
24 Mart 2011
Geçen gece Türkmeneli Televizyonunda “Dost Bağının Bülbülleri” adlı programı izlerken, Sayın Mehmet Özbek açıklamıştı bu yaralı geyik öyküsünü.
Bu hikâye beni, bir anda elli altmış yıl öncesine götürdü. Şark bülbülü olarak da tanınan rahmetli Celal Güzelses, bu türküyü o tarihte dokunaklı bir seda ile seslendirirdi.
Türkü şöyle başlardı:
“Üç kardeştik çıktık geyik avına,
Geyik çekti bizi kendi tavına
Tövbeler tövbesi geyik avına”
Ve bu nakaratla devam ederdi.
Ben şahsen bu türkünün öyküsünü bilmiyordum.
İsterseniz. Hemşerimiz Mehmet Özbek’ten dinlediğim bu acıklı hikâyeyi birlikte yorumlayalım.
Hikâye şöyle:
Toros dağları eteklerinde yaşayan bir aileden üç kardeş bir gün geyik avlamak için ormana giderler. Bu arada rastladıkları Bir geyiğe ateş edip onu yaralarlar. Geyik yaralı yaralı kaçıp dağdaki bir yardan aşağı iner ve gözden kayıp olur. Kardeşlerden biri kan izlerinden yaralı geyiğin gittiği yeri bulur. Ancak çok sarp ve dik olan yere bin bir zorlukla iner ve geyikle karşılaşır. Gördüğü manzara karşısında çok üzülür ve etkilenir. Çünkü geyik yaralı olduğu halde yavrusunu emziriyormuş. Geyik bir müddet sonra ölmüş, avcıda indiği uçurumdaki kaya parçası üzerinden bir daha yukarıya çıkamamış ve o da bir müddet sonra ölmüş.
Bu anlamlı ve acıklı türkü o yörede yıllardan beri söylenir hale gelmiş.
Bir zamanlar Urfa dağlarında da geyikler, keklikler vardı ama şimdi yok oldu.
Sevgili okuyucularım, ben şahsi düşüncem itibarı ile ve bir Doğal Hayatı Koruma Vakfı üyesi olarak yaban avcılığının her türlüsüne karşıyım. Ayrıca yüce İslam dininde de zaruret hali yoksa yaban hayvanı avlamak hiç de hoş karşılanmaz.
Özetle; Hayvanat bahçelerindeki canlıları kafeslerin içine hapis etmeye hiç ama hiç bir hakkımızın olmadığı düşüncesindeyim. Ayrıca rengârenk güzelim kuşları da kafeslere koyup onları seyretmeyi ve seslerini dinlemeyi de çok yanlış buluyorum. Aynı vardan var olduğumuz için de dostlarıma şöyle seslenmek istiyorum; Ağacı, kuşu, toprağı taşı ve de böceği çiçeği kardeş sayıp, sevenlere ve onları koruyanlara sonsuz selamlar olsun.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla.