K. Eren Akalın
4 Aralık 2008
Maça şok bir golle başlıyoruz, heyecanımız kursağımızda kalıyor. Oynanan futbol bu dakikalarda çok tanıdık ; üst üste 3 pas yapamıyoruz.
Adıyaman’ın iyi oynadığını kimse söyleyemez ama üstün fizik güçleriyle maçın kontrolünü ellerinde tutuyorlar. Ataklarımız taraftarları ateşleyemeyecek kadar cılız. Daha takımın derlenip toparlanmasını beklerken bir de kırmızı kart ; tıklım tıklım dolu statta koyu bir sessizlik. Yanımda oturan Sinan’a, hakem Önder’i atmakla Urfaspor’a iyilik yaptı diyorum ama stattakiler aksi kanaatte.
Devre arasına girilirken, taraftar tepkisini şiddete döküyor. Bilinçsizlik stadımıza da egemen. Ağza alınmayacak küfürler, sahaya atılan yabancı maddeler. Bırakın taraftarı, yöneticiler bile hakim olamıyor sinirlerine, ne de olsa maç Urfaspor için dönüm maçı. Öyle bir ilk 45 dakikaya tanıklık ediyoruz ki, sigarayı hayatında ağzına dahi sürmemiş bir insan, bir paket sigarayı tüketebilir. Nasıl bir ikinci yarının bizleri beklediğini bilmeden umutsuzluğa esir düşüyoruz ama bizi bekleyen ikinci yarı tüm taraftarların yaşamlarını tazeliyor.
İnanılır gibi değil, ikinci yarıda 30 kişiyle başlıyoruz maça sanki. Apo, kendini hatırlatıyor haftalar sonra tüm taraftarlara ; ‘Rüzgarın Oğlu’ falan değil, rüzgarın bizzat kendisi bu maçta. Halil, Atom Karınca’yı çizgi filmlerden alıp, yeşil sahalarda vizyona sokuyor. Sabri ve Özgür defansa Berlin Duvarını inşa ediyor adeta, sıcak derbi bir yana, soğuk savaş yılları yaşanıyor 11 Nisan Stadında . Serkan Güney, sadece sahanın Güneyini değil, ara yönlerle birlikte her noktasına ayak basıyor. Murat Baytaroğlu, Ali Akburç, Necati ve diğerleri. Hepsi yıldızlaşıyor, hiç birini diğerinden ayırt etmek mümkün değil. İkinci yarıda sahaya çıkarken gelip taraftarlara söz veriyorlar ve aslan gibi de sözlerini tutup, Adıyaman’ı alt sıralara iterek, maçı tamamlıyorlar.
Böylelikle gelen Mübarek Bayram’ı 10 gün önceden kutluyor Urfaspor. .Maçın sonunda hakem soyunma odasına giderken, ilk yarının aksine çok büyük sevgi tezahüratlarıyla uğurlanıyor. Islık tutturup, büyük bir keyifle evimin yolunu tutuyorum maçı düşüne düşüne ; bir ara aklıma düşüyor ; ya hakem Önder’i atmasaydı?!