Nejat Karagöz
5 Mart 2012
Türkiye’nin doğusunda elektrik kaçağının yer yer yüzde altmışları aştığını biliyoruz; Urfa’nın da bu talihsizlikle, bu yüzkarası ile malul bulunduğunu da…
Pek çok sayıda abonenin DEDAŞ’la mahkemelik olduğu da bir gerçek.
Bu mahkemelerin pek çoğunun da, DEDAŞ’ın kestiği cezaları ödeyenlere birkaç ay hapis cezası verdiğini ve bu cezaların da “Hükmün açıklanmasının ertelenmesi” yasası çerçevesinde açıklanmayıp beş yıllık bir sürece yayıldığını duyuyoruz. Bu durum ise “Caydırıcı olamamaktadır” tabiatıyla.
Bu yüzden olsa gerek, elektrik kayıp ve kaçağı artarak devam ediyor.
Ama bu, işin bir yönü, madalyonun bir yüzüdür.
Madalyonun bu yüzünde Türkiye’nin bir bölümünün belli bir oranda elektrik çaldığı gerçeği yer alırken öteki yüzünde bundan çok daha büyük bir soygun, üstelik devlet destekli bir soygun yer alıyor!
Büyük hırsız kim diyeceksiniz; Örneklerle açıklayacağım.
Bir elektrik faturası elime geldi. Tutarı 216,50 TL
Bu 216,50TL’nin ne kadarı elektrik parasıdır dersiniz?
117,TL Evet, sadece 117 TL’si elektrik parası.
Geri kalanı ne peki?
Gerisi Devlet TEDAŞ ortak operasyonu.
Sayalım:
21 TL kadar KDV,
18 TL kadar kayıp kaçak bedeli,
Sayaç okuma bedeli,
TRT payı….derken tam on kalem hırsızlama bindirilen 117 Liralık elektrik faturası 216,50 TL’yi buluyor.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup cevap verin lütfen!
Vatandaş ne kadar çalıyordu? % 60 kadar
Burada hırsızlama ne kadar? % 84.
Peki, kim daha çok çalıyor?
Haydi, Türkiye’de neredeyse nefes almaktan bile vergi alındığını bu sebeple KDV’nin de normal karşılandığını kabul edelim.
84’den 18 çıkardığınızda geriye 66 kalıyor.
DEDAŞ gene şampiyon.
Hırsızlığın normal karşılanmasının, bir kısmının vatandaş ve bir kısmının da devlet tarafından mazur görülebilmesinin sonucu olarak karşımıza çıkan bu tablonun müsebbipleri, ne acıdır ki çoğunlukla dürüstlük nutukları savuranlardır.
Geçtiğimiz günlerde medyada yer aldı. Tüketici hakem heyeti elektrik faturalarına yansıtılan bu akıl almaz hırsızlamaların önüne geçmiş, vatandaştan çaldıkları paraları iade etmelerine karar vermişmiş. Bu gelişme karşısında ne yazık ki sevinemeyeceğiz. Çünkü onlar yeni ve daha profesyonelce bir yöntem keşfettiler bile: Bundan sonra faturalara bu ayrıntıları yazmayacaklar ama aynı paraları almaya devam edecekler. Üstelik mahkeme kararıyla ödediklerini de hızla tekrar geri alacaklardır. Bu durum mevcut hırsızlara yenilerinin eklenmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır.
Benim naçizane bir önerim var:
Devlet, maddi gücü olmayana bedava sağlık hizmeti (Genel sağlık sigortası, yeşil kart gibi) muhtaç vatandaşlara kömür, erzak veriyor ya! (Gerçi bazı vicdansızlar bu kömürleri satıp, ısınmak için gene elektrik çalmaya devam ediyorlar ya bunu şimdilik ayrı tutalım) Bu durumdaki vatandaşlara bedava bir miktar elektrik de versin. Mesela ev başına 100 KW diyelim. Bu bedava elektriğin parasını DEDAŞ’a kendi sattığı tarife üzerinden hazineden ödesin.
Sonra da elektrik hırsızlarına çok daha ağır cezalar versin. Ama hızlı ve etkili bir yargılama sistemi de mutlaka getirilsin ki elektrik davaları öyle iki sene üç sene sürmesin.
Bu da çözüm olmazsa hırsızlığı suç saymayan kanunlar çıkarsın.
Hırsızlık bir hak olsun!