Nejat Karagöz
8 Nisan 2020
2019 yılı sonlarında Çin’in Vuhan eyaletinde görüldüğü söylenen ve giderek, hızla bütün dünyaya yayılan Yeni Tip Coronavirüs (Eski tipi nasıldı bunun?) çok sayıda can almakla kalmayıp, bulaştığı ülkelerin sosyoekonomik yapılarını da dinamitledi…
ABD gibi dünya devi bir ülke, başını çektiği vaka ve ölüm oranı karşısında- dut pekmezi yiyerek geçiştirilemeyeceği anlaşılmış olduğundan- 2 Trilyon Dolarlık bir ekonomik destek paketi hazırlamak zorunda kalmış, diğer hemen bütün ülkeler de kendi ekonomik büyüklükleri ve olayın ciddiyeti ile mütenasip paketler açıklamışlardır. Bu arada dünyada tek bir ülke bu dehşet salgın karşısında MENDİL açmıştır: Türkiye…
O kadar ki kamu kurumları, aslında milletin parası olan gelirlerinden milyonlarca TL bağış (!) yaparak kampanyaya destek vermişlerdir.
Bizdeki önemli paketlerden biri de muhterem ve dini bütün esnafımızın tıbbi maske, Sumak, Sarımsak ve Zencefil gibi bazı madde ve malzemelerin fiyatlarını birkaç katına katlayarak, halkın korunma telaşından rant devşirme telaşına düşmüş olmasıdır. İnsanımızı-bunlara insan denir mi bilmiyorum ama- en yakışan da bu olmuştur.
İşin teatral bölümü bununla da sınırlı değil tabi…
Literatürümüze iki yeni kurul adı ile de bu süreci tarihe kazımayı başarmış bulunuyoruz. Bilim Kurulu ve Toplum Bilimleri Kurulu…
Bilim Kurulu dedikleri, alanında uzman 35 Tıp Uzmanı/Doktordan oluşan bu kurul, aslında her şeyi bilen ve ülkeyi tek başına yönetebilen CB’ na neyi nasıl yapacağını sağlık vermekle görevli. Bu tabii ki kolektif yönetim anlayışına örnek gösterilebilecek iyi bir adımdır. Ama tek başına Bilim Kurulu kesmemiş olmalı ki bir de Toplum Bilimleri Kurulu ihdas edildi.
Bu kurulun sayın üyeleri de gene tabii ki CB tarafından seçilip atanacak olan, çeşitli alanlarda bilgi ve birikim sahibi, yetkin bilim insanlarından oluşacak. Bu arkadaşlar da toplumun ihtiyaçlarını belirleyip, çözüm önerileri tavsiye edecekler sayın devletimize…
Tabii ki Toplum Bilimleri Kurulan din adamları da alınacak. Zaten esas amaçlanan da topluma şu sıra camilerde verilemeyen gazın ekranlardan verilmesini sağlamak. Bi adamlar Din Sosyolojisi ve Din Psikolojisi alanında uzman kimseler olacak. Önümüzdeki Ramazan ayında da coronavirüs tedbirleri kapsamında camilerin boş kalacağı, Teravih ve vakit namazlarının kılınamayacağı düşünüldüğünde, bu kurulun mesaisinin oldukça yoğun geçeceğini kestirmek zor olmayacaktır. Gelgelelim bunların kaçının din adamı olacağını şimdilik bilmiyoruz.
Bilmediğimiz başka pek çok şey arasında bildiğimiz bazı şeylerin de belirip-kaybolduğu bir iklimde yaşıyoruz. Bunların başında ise açıklanan 100 Milyarlık ekonomik destek paketinin kimlere ve nerelere hangi kanallardan akıtılacağı, halka doğrudan verilen 2 Milyar kadar paranın da gene halktan geri toplanacağı…
Ve bu salgın bize öğretti ki biz aslında çok uzun bir süredir –ölümcül olmasa bile- bir salgına maruz kalmışız.
Bu salgın toplumsal genlerimizin kodlarını tahrip etmiş meğer…
Geçmiş olsun.