Yöneticilik, zamanı ve zemini en iyi kollama, en doğru kararı en doğru zamanda alma ve uygulama yeteneği isteyen zor bir zenaattir.

 

Alınan kararları uygulama gücü ve yeteneğini etkileyen harici faktörleri hesap etmek de bu zenaate dâhildir. Biz ise memleket olarak bu tarz yöneticilere hasretiz nedense…

 

Sözü, Urfa’da bin bir türlü hır-gürle yıkılabilen ama virane halde öylece bırakılan alanlara getirmek istiyorum.

 

Birincisi eski küçük sanayi sitesi.

 

Mahalle arasında kalmış, işlevini yitirmiş, yolu, altyapısı ve genel görünümü itibariyle çevre düzenine giderek aykırılık teşkil eden bu sitenin boşaltılması-hatırlarsınız- pek çok zorluklara, çatlak seslere rağmen başarılmış, ama bundan öteye bir adım atılamamıştır. Bugün orası, şehrin orta yerinde, terk edilmiş bir harabeyi andırmaktadır.

 

İkincisi eski sebze hali.

 

Orası da bin bir türlü güçlüğe rağmen ve ancak yenisi yapılıp tahsis edilmekle boşaltılmış ve yıkılmış ve tıpkı küçük sanayi sitesi gibi kocaman bir mezbelelik olarak öylece kala kalmıştır.

 

Üçüncüsü Onbir Nisan Stadı ve çevresindeki işyerleri.

 

Stadı alelacele, civarındaki işyerlerini de aylar alan uğraşılar sonucu boşaltıp yıktılar. Stadın yeri beleş otoparka dönüştü. Yıkılan dükkânların hafriyatı bile aylardır kaldırılmadı. Memleketin orta yerinde bu viranelerin öylece durması kimin işine gelir, kim bundan nemalanır, kimin emriyle, engellemesiyle kaldırılmaz, Allah bilir!

 

Tabi yöneticiler de bilir.

 

Hazret, bilir misin ne çok sevmiştik seni?

 

O duruşunu,Yemeyen, yedirmeyen, dik duran adamlığını?

 

Gerçekten çok sevmiştik seni, emin ol!

 

Ama zamana ve şartlara yenilmeni anlıyorum, anlıyoruz gerçekten.İkbal ve istikbal kaygılarını da…

 

Fakat birilerinin-artık karanlık bir tünele girmek üzere olan- trenine takılıp; memleketi, seni, siyaset esnafının bütün hesaplarını boşa çıkaran bir aşkla seven, baş tacı eden bu halkı boş vermeni anlamıyorum, anlamıyoruz…

 

Bu viraneleri ortadan kaldırmanı istiyor insanlar. Yerine milletin, memleketin faydasına olacak bir şey yap, milleti, memleketi bu viranelerden kurtar.

 

Evet, sen de herkes gibi ölümlü bir fanisin ve istemez misin ki seni tarihe değil de kalbimize gömelim?