Deniz Güney
2 Kasım 2012
Urfaspor’daki kriz meğer şampiyonluk öncesinde başlamış.
Vali Celalettin Güvenç Urfaspor zarar görmesin diye aylarca susmuş.
Ama gazeteciler ona bir canlı yayın programında sorunca, başladı o da olan biteni anlatmaya.
Keşke hiç anlatmasaydı.
Keşke hiç duymasaydım bu olan biteni dedim kendi kendime.
Meğer Urfaspor’da neler yaşanmış neler.
Duyduklarım duygularımı allak bullak etti.
Urfaspor’un başkanı Mustafa Kemal Bey,
Programa telefonla bağlandı, inkâr etmedi Vali beyin anlattıklarını.
İşte o an bir kez daha yıkıldım.
Bir kez daha bu nasıl Urfaspor sevdasıdır. Dedim kendi kendime.
Meğer birinci lige 4 milyon lira borçla çıkmışız. Bu borcun 1 milyon 400 bininin yönetime ödenmesi gerekiyormuş.
Vali bey, “Sizler Urfaspor sevdalılarısınız bu alacağınızı Urfaspora bağışlayın” diyor. Önce hayır olmaz diyorlar. Sonra Urfaspor’dan alacaklarından vazgeçiyorlar.
Bunun karşılığında yönetim de, birinci ligde Urfaspor’un 10 trilyona ihtiyacı olduğunu bu konuda da Vali beyin, bakanın desteğini istiyor.
Tabi bütün bunlar şampiyonluğun son maçından öncesinde yaşanıyor.
Vali bey de para problemini çözmek için “Urfaspor yönetiminde tüzük değişikliği yapalım, 21 olan yönetici sayısını 30 yapalım ve herkeste 100 milyar bağışta bulunsun. Çözelim sorunu” diyor
Anlaşıyorlar yönetimle.
İş adamları aranıyor. Urfaspor yönetimine katılmaları için ikna ediliyor.
Kulübün para sorununu çözüyor.
Mustafa Kemal başkan ve yönetim de bunu kabul ediyor.
Uzlaşma sonrası Bakan bey’i de maça davet ediyorlar.
O da katılması gereken çok önemli programını iptal edip maça gelmek için çırpınıyor.
Hatta maça gelmek için uçak bile bulamıyor.
Devletin bakanı ne edip edip Adıyaman’a bir teyyare ile geliyor.
Bakan bey, Vali bey, Mustafa Kemal başkan ve yönetim uzlaştıkları için oturup ciğer kebap yiyerek bunu kutluyorlar.
Sonra şampiyonluğun son maçı izlemek için GAP Arenaya gidiyorlar.
Ne oluyorsa oluyor film kopuyor.
Devletin Bakanı, protokolde maçı izlerken Mustafa Kemal başkan protokolün olduğu yerden ayrılıp, bir daha bakanın yanına dönemiyor.
Araya Milletvekili Seydi Eyyüpoğlu giriyor, Vali giriyor.
Mustafa Kemal başkan protokole çağırılıyor.
“Tamam geliyorum” deniyor ama nafile.
Bakan bey bunu tavır olarak kabul ediyor ve “Madem öyle ben devre arasında çıkıyorum” diyor.
Bütün bunları Vali, bir televizyon programında anlatıyor.
Mustafa Kemal başkan da telefonla bağlandığı programda hatasını kabul ederek erdemlilik gösteriyor.
Ama hatayı kabul etmek sonucu değiştirmiyor.
Hiçbir mazeret de sonucu mahsum göstermeye yetmiyor.
Mesleğinin hakkını veren gazeteciler de
Yaşadıkları dönemin hafızası oldukları için
İleriki tarihlerde Urfaspor’un bu dönemini araştırmak isteyenlere iyi bir kaynak bırakıyor.