Ebru Okutan Akalın
9 Temmuz 2008
Geçenlerde düşünüyordum neden Urfa’da doğru dürüst bir piknik alanı yok diye.
Girişinde burada içki içilmez yazısıyla Atatürk orman çiftliği hariç.
Sonra baktım ben düşüne durayım Urfalılar ve ıran’dan gelen turistler çözüm yolunu bulmuşlar.
Balıklıgöl!
Müthiş bir buluş.
Neden ben düşünemedim diye hayıflandım doğrusu.
Halbuki tam yeri.
Yeşilse yeşil,suysa su tam çiğköftelik mekan .
Nasıl olsa belediye zabıtaları da uyuyor.
Serilirim üstüne çimlerin yanı başımdan su akıyor.
Sanki seine nehrinin kenarı mübarek.
Mübarek dedim de mekanın kutsallığı da cabası..
Çıkarmışsın çorapları sere serpe uzanmışsın.
Ne zabıtanın düdüğü, ne uyarısı.
Hanım kıyma yaparken cigaranı yakıp kaleye karşı oturmuşsun.
Değme keyfine.
Bir davulcu Kadir eksik.
Yabancı turistlermiş…
Oh ne ala! onları da davet ederiz.
Nasıl olsa misafirperveriz.
Hello demeyi de mi bilmiyoruz sanki.
Ayaklarımız biraz koksa da önemli değil çim kokusu bastırır nasıl olsa.
Ben Belediye’ye bu hizmetinden dolayı sonsuz minnettarım.
Ne iyi etinizde Balıklıgöl’ü bu hale getirdiniz.
Zaten biz de Urfa’nın tarihi dokusunun içinde çiğköfte yoğuracak kebap yelleyecek mekan arıyorduk.
Hatta mümkünse Halepli Bahçeyi de sayfiye yeri yapın da mozaiklerin üzerinde kebap yapma keyfinden de alı koymayın bizi derim.
Siz ne dersiniz, iyi fikir değil mi!