Nejat Karagöz
8 Haziran 2015
3 Kasım 2002 tarihinden beri Türkiye’de iktidarı elinde bulunduran Ak Parti, 7 Haziran seçimleriyle ilk defa tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti.
Geçen seçimler itibariyle aldığı oy oranında çok fazla bir gerileme olmamasına rağmen çıkardığı vekil sayısı bakımından ortaya çıkan sonuç başarı olarak değerlendirilemez…
Parti kurmaylarından Yalçın Akdoğan’ın siyasi üslup bakımından arızalı söylemlerini bir kenara bırakırsak genel anlamda AKP durumu net olarak görmüş, gereğini de idrak etmiş gözüküyor.
Demokrasilerin – tarzları her zaman tartışılabilen- önemli ve olmazsa olmaz kurallarından biri seçimler olduğuna göre, seçimlerle ortaya çıkan tabloya göre vaziyet almak siyasal partiler için de kaçınılmazdır.
Uzun zamandır neredeyse meşruiyeti bile tartışma konusu yapılmaya kadar vardırılan Halkların Demokrasi Partisi (HDP) bu seçimlerde, araçlarının yakılmasına, gariban şoförlerin öldürülmesine,
mitinglerinin yoğun olarak provoke edilmesine ve nihayet yollarına döşenen bombalara rağmen Türkiye’nin partisi olduğunu ispatlama fırsatı yakalamış oldu.
Aldığı Yüzde 13 kadar bir oy ve çıkardığı Seksen milletvekili ile TBMM’nin, sözü dinlenen, fikirleri sorulan, görüşleri dikkate alınmak durumunda olan bir parti konumuna halk tarafından yükseltilmiş oldu.
Hayırlı olsun.
Bundan sonrası için de beklenti ve umutlar, özellikle önümüzde duran en büyük ve önemli sorunlardan biri olan çözüm sürecinin hızlandırılması ve Türkiye’de yaşayan hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği, razı olduğu bir modele görü neticelendirilmesi hususunda üstün azim ve gayret göstermeleri cihetindedir.
Bunu başarabilen bir Türkiye’nin ekonomide de gelirin hakça paylaşılmasında da eğitimde, sağlıkta, güvenlikte ama en önemlisi ileri demokrasinin yurdun her köşesine yerleştirilmesinde de başarı göstermesi işten bile değildir.
Ufkunuz ve yolunuz açık olsun…