K. Eren Akalın
16 Nisan 2013
Şunu yaparız , bunu yaparız demek çok doğru değil ama sanırım en iyi yaptığımız iş yemek yemek !
Sabah kahvaltısında öğlen ne yiyeceğimizi, öğlen yemeğinde akşam ne yiyeceğimizi konuşur dururuz,
Mangalda kül de bırakmayız; en iyi lahmacun da Urfa’nındır, kebap da , çiğköfte de , baklava da.
Doğudur; kebabın, lahmacunun en iyisi Urfa’nındır da , sadece o kadardır,
Biz sadece tıkınırız !
* * *
Selim Amca’nın Kaburga Sofrası,
Cercis Murat Konağı,
Güllüoğlu Baklavaları.
Size burnumuzun dibindeki Mardin, Antep ve Diyarbakır’dan 3 örnek,
Her biri gıda sektöründe hizmet vermeye başlamış , yıllar içinde şehrinin mutfağını açtığı şubelerle büyük şehirlere taşımış, Güllüoğlu yetinmemiş, Yunanistan şube açıp, Japonya’ya , Amerika’ya ihracata başlamış.
Peki ya biz n’apmışız ?
İstanbul’da sofulara tıkılmış, yan yana 10 tane dükkan, Ankara’da Bahçelievler’de karşılıklı boy gösteren kebapçılarımız dışında elimizde dişe dokunur hiçbir şey yok. Hele işe Urfa’da başlayıp, markalaşıp daha sonra bunu alıp büyük şehirlere taşıyan
(son zamanlardaki bir tane kıytırık ocakbaşını saymazsak) ve orada marka değerini arttıran bir tane dahi restoranımız yok.
Ne var ?
Bayağılık, paspallık, tembellik ,
Ne yok ?
Ufuk , akıl, ticari anlayış