Mehmet Göncü
3 Haziran 2009
Çok şükür bu günleri de gördük. Son yıllarda ilimizi, tüm kurum ve kuruluşlarımızla ve çeşitli araçlarla değişik boyutlarda çok iyi bir şekilde tanıtma imkânımız oldu. Bu nedenle, ilimiz her geçen gün yerli ve yabancı turistlerle dolup taşıyor.
Gerçekten Şanlıurfa, gerek inanç ve gerekse kültür turizmi bakımından dünyanın en önemli kentlerinden biridir. URFA, inanç turizminde Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra dördüncü konumdadır.
Kültür turizminde ise, 11500 yıllık geçmişiyle yalnız Göbekli tepe kazılarında bulunanları saysak bile, bu durumda; dünyanın en eski kültür hazinesine sahip olduğumuz bilimsel olarak kanıtlanmaktadır. Bu hesaba göre de; kültür turizminde, en eski olma bakımından dünyada birinciyiz.
Tekrar ediyorum, çok şükür bu günleri de gördük. Geçen gün bir arkadaşım anlatıyordu. Bir misafiri için konaklama yerlerinde yatacak bir yer bulamamış.
Demek ki; ilimizin büyük oranda Otel, Motel ve Konukevlerine gereksinimi var. Ayrıca bu işletmeleri iyi işletecek, iş bilen müteşebbislere de ihtiyaç var. Bu bağlamda son yıllarda kentimizde faaliyete geçen Dedeman, El Ruha, Hotel Rabis, Yıldız, Gülizar, Cevahir ve Pınarbaşı gibi isimlerini sayamadığım Konukevlerinden müşteri ağırlamada ve misafir memnuniyeti bakımından çok güzel haberler alıyor ve seviniyoruz.
Geçen gün ilimizi ziyaret eden ve Cevahir Konukevinde kalan bir aile; Bahse konu işletmede bir misafir gibi karşılanıp ağırlandıklarını, ayrıca restoran hizmetleri bakımından ‘Spesiyal ve Natürel olan Urfa yemeklerini çok beğendiklerini ve fiyatların da çok uygun olduğunu anlatınca, gerçekten çok sevindim. Bu nedenle, ben de Cevahir Konukevi işletmecisi Sayın Asuman Yazmacı’yı yürekten kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Öte yandan turizmimizi olumsuz yönde etkileyen bazı aksaklıklardan da biraz bahsedeyim.
a) Dilenciler ve akıl hastalarının kentin en önemli yerlerinde toplumu rahatsız edecek şekilde dolaşmaları
Mesela dün gazetemiz köşe yazarlarından Fuat Rastgeldi ile Harran Otelindeki GAPSEL hibe programı kapsamındaki ‘Sel Gibi Sağlık’ Projesi tanıtımına katılmak için gittiğimizde bir akıl hastasının otelin önünde oturmuş olduğunu ve yoldan geçenleri ani el hareketleri ile rahatsız ettiğini gördük. Bunlar iki kardeş, şehrin en önemli yerlerinde oturup dileniyorlar. Kaldı ki; dilencilik yapan ve yaptıranlar için kabahat nevi bir eylem olup, yaptırımı gerektiren hususlardır. Bu önemli yerde bir hafta iki görevli bekletilse bu şahıslar her geldiğinde tedavi edilmek üzere sağlık kuruluşlarına, eğer bu mümkün olmuyorsa ailelerine teslim edilmeleri gerekir. Yeter ki görevliler burada bir hafta beklesin…
b) Az da olsa bazı esnafların etiketsiz eşya ve yiyecek satmada ısrar etmesi, dolayısı ile adamına göre fiyat söylemesi, tutturduğuna göre fiyat belirlemesi müşteriyi güvensizliğe itmektedir.
Maalesef az da olsa böyle satıcılar diğer esnafa da dolaylı yoldan zarar vermektedirler.
Kaldı ki bilmiyorlar ki; ‘Aldatan aldanır’ ata sözüne geçmişinde bir Ahilik merkezi olan Urfa’da çok itibar edilir. Esnafımızın çok büyük bir bölümü de dürüst insanlardır..
Bana göre; esnaf örgütlerinin saygıdeğer yöneticileri etiket koymayan ve bir malı değerinden çok fazlaya fahiş fiyata satan çürük elma misali satıcıları da uyarmalı ve gerekli yaptırımları da uygulamalıdır.
c) Yiyecekler, özellikle yıkanması mümkün olmayan, isot ve kuruyemiş gibi yiyecekleri satanlar bu maddeleri toz, toprak almasın diye ağızları kapalı torbalarda saklamalı, bu mallar kapalı camlarda teşhir edilmeli ve satışa sunulmalıdır.
Bu konuya özen gösteren esnafımıza özellikle teşekkür ediyorum. Kaldı ki bu hususlara uyulması da çok zor şeyler değil, turizmimizi geliştirmek ve devamlı olmasını sağlamak istiyorsak ilimize gelenleri evimize gelmiş misafir gibi kabul edip, onları memnun etmeliyiz.
Aksi halde zarar eden biz şehir halkı oluruz.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla..