Sabri Dişli
25 Temmuz 2006
“Urfa seyahat çok iyi hizmet veriyor” diyen, ayaklı reklama kanarak, bu firmanın otobüsüyle ıstanbul’a yolculuk yapmaya karar verdik. Ceyhan’a yakın ızgi tesislerinde otobüsün devir kayışı patladı. ıki saat onarım için tamirci ve parça bekledik. Tamirci de parça da gelmedi. Markası M.A.N olan aracın servisi şimdi gelir beklentisi içindeyiz… Öyle ya, çağımız teknoloji çağı, tamirci yoksa, servis var, yedek parça var, olağan üstü durumlar için devreye girecek yedek otobüs var(!) Hayır! bütün bu alternatifler yokmuş gibi kocaMAN otobüsün basınçlı su devri yapan borusu yamayla onarılmaya çalışıldı. ıkinci uzun bekleyişten sonra, sabah 06.30 da M.A.N’ın yetkili servisi geldi. “Neredesiniz?” diye soran yolcuya M.A.N servis yetkilisinin cevabı: “04.30 da haberimiz oldu Mersin’den anca gelebildik ” Yedi saat bekletildik. Araç tamir edildikten sonra aradaki zaman kaybını telafi etmek için kısa süreli, yarım porsiyonluk ihtiyaç molası verildi. Otogarlara girmeden yolcular yolda indirildi. 24 saatte ıstanbul’a vardık. Yolcuları karşılamaya gelenler ile elinde bavullarla bir otobüsü dolduracak yolcu topluluğu tezahürat ve alkışlarla otobüsümüzü karşıladı… “ıniş takımı açılmayan uçağı , yakıtı havada bitirdikten sonra başarıyla piste mi indirdik.” diye düşündüm. Meğer aynı araç 20.30 da Urfa’ya geri dönecekmiş. Saat 20.30’u geçmişti. Bekleyenler gecikmeye karşı protestoyla karışık sevinç tepkisi veriyorlardı. Aracı onarmak için ağır davranan kaptanların vakit daraldıktan sonra acele etmesinin nedeni neydi; taşıdığı yolcular mı, alacağı yolcular mı? Tamamıyla dolu olan otobüste kucakta giden en az 10 tane bebek ve çocuk yolcu vardı. Aracın güvenliği , sinir yıpranması, iş ve zaman kaybı gibi olumsuzluklara karşın, yolculardan özür dilendi de ben mi duymadım? Tesadüfen aynı otobüste bulunan şanlıurfa Vakfı Başkanı Sayın Dr. Müslüm Sunay’a sordum: Hayır dedi, “Maalesef özür dilemediler.” Yolcularla birlikte çektiğim onca eziyeti anlatmayıp, sorumluluktan kaçsa mıydım?