Nejat Karagöz
16 Ekim 2016
Sayın müftü bey,
Memleketimizin
yolları dar, çoğu bozuk ve asfaltlar bin bir yamalı bohçayı andırıyor.
Kaldırımların pek
çoğu kullanılamaz durumda; bir kısmını esnaf ardiye gibi kullanıyor, bir kısmı
geçit vermiyor. İyi ve güzel olanlar da var tabii ama onlar da otopark olarak
kullanılıyor.
Sular pahalı ve
kalitesiz…
Esnaf
denetimsizlikten adeta başıboş kalmış;
Fırınlar,
lokantalar, denetime tabi müesseselerin neredeyse tamamı almış başını gidiyor.
Gramajlar noksan,
kaliteler düşük, katkı maddeleri yasalara aykırı…
Başka vilayetlerde
gördüğümüz çorba evleri burada ya yok, ya da kapalı veya çalışamaz durumda…
Verilen ihaleler
zamanında bitirilemiyor, sadece trafik değil, kent yaşamı da aksamalara,
kargaşalara kurban ediliyor.
Üstelik
hizmetlerinizi tanıtan ışıklı billboardlarınız yok, neleri yapıp neleri
yapmadığınızı bilemiyoruz.
Darbe tiyatrosu
süresince camilerden vakitli vakitsiz okunan salalar milleti canından
bezdirmişti; şükür arkası geldi. Ama bu zaten sizin sorumluluğunuzda değildi… O
sıralar camiler hükümetin borazanı idi… Gerçi halen de öyle ama bu, camiye gidenlerin sorunu artık…
Bütün bunları
niçin bana anlatıyorsun derseniz;
İbadethanelerin
temizliği ile
Bakımı ile
Sergisi ile
Taziye evleri
yapmakla,
Onları tefriş etmekle,
ihya etmekle belediyeler uğraştığına göre, siz görev değişikliği yapmış
olmalısınız.
Belediyelerimiz
sizin görev alanınıza giren işleri bihakkın yapıyor, size de belediyelerin
görevini yapmak kalıyor sayın müftü bey.
Lütfen görevinizin
başına dönün; ya camilerle siz ilgilenin memleketin yolunu, köprüsünü,
trafiğini belediyelere bırakın ya da belediyeler sizin görevlerinizi yaptığı
sürece siz de onların görevlerini yapın.
Zaten diyanetin
bütçesi belediyeleri aratmayacak kadardır, paramız yok bahanesine de sığınmayın
lütfen…
Lütfen…