İbrahim Halil Okuyan
11 Nisan 2016
Bu
gün 11.Nisan.2016.
Şanlıurfa’nın
kurtuluşunun yıldönümü.
Bu
önemli günde üzerinde yaşadığımız ve bize hala fazla görülen bu topraklar için
kanlarını döken atalarımızı rahmetle anıyorum.
Atatürk
diyor ki!
“Tam
bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Tam
bağımsızlık denildiği zaman, Elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve Benzeri her hususta tam
bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde
bağımsızlıktan; Mahrumiyet millet ve memleketin gerçek manasıyla Bütün
bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükuna
erişeceğimiz inancında değiliz”. 1921 (Nutuk II, S. 623-624)
Bu
gün için hala bu hedefe ulaşabilmiş değiliz.
Ve
hala Bu toprakların daha da ufalması için çalışan dış güçler ve onların yerli
uşakları var.
Artık
nereden cesaret alıyorlarsa, buluyorlarsa;
Televizyonlarda,
gazetelerde ve kitaplarda açıkça dillendiriliyor bu konu.
Artık
dünyada ülkeler topraklarının büyüklüğü ile önem kazanmıyor.
Askeri
Güçte çok önemli değil artık.
Beslediğin
ordunun büyüklüğü de önemli değil.
Sömürdükleri,
kontrol ettikleri nüfus ile anılıyor büyüklük.
Aslında
artık en büyük güç “Küresel Sermaye”.
Çünkü
insanların bir fiyatları var ve onu veren satın alıyor onları.
Ülkelerde
bu güçlerin destekledikleri seçim kazanıyor.
Bu
bir şeklide halka farkında olmadan empoze ediliyor.
Biz
seçiyoruz diye böbürlenirken onlar tarafından desteklenenleri seçiyoruz.
Bu
insanlar ortada da gözükmüyorlar.
Bizler
onların uzantılarını görüyoruz.
Her
şey artık bu gücün daha da büyümesi için planlanıyor.
Bu
batılı emperyalistleri iyi tanımak lazım.
Bunların
bilim adamları insanlığın Tanzanya da türeyerek dünyaya yayıldığını söylediler
ama bu kıtanın siyah derili insanlarını yıllarca köle olarak ülkelerine
taşıdılar.
Bu
gün Kenya asıllı birini Amerika Başkanı yaptılar ama Afrika için değişen bir
şey yok.
Bu
bir aldatmacadır.
Bu
emperyalist ülkelerde hayata bazen özeniyoruz ama bunun ardında diğer
insanların kanı var, diğer ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynakları var.
Bu
insanlar diğer ülkelerin her şeyine karışma hakkını kendilerinde görüyorlar.
Özellikle
son 150 yıldır yaşananları bilirsek bu ülkeleri anlayabiliriz.
Ülkemizde
de oynanan oyunlara alet olmayıp tek yumruk halinde durmayı becerebiliriz.
Sağ
sol ayrımı bizlere çok pahalıya mal oldu. Şimdi anlıyoruz bunun arkasındaki
güçleri.
Askeri
Darbeler, Alevi-Sünni ayrımı, Laik-Anti laik ayrımı vb yapay sorunları Kaşıyanları
ve bunlara çanak tutanları dışlamayı ve oyunları bozmayı becerebilmeliyiz.
Muhalefet
Partileri sadece iktidarı sıkıştırmak misyonu ile hareket etmemeli ve İktidar
Partileri özellikle dış sorunlarda tam desteklemeli ve dik bir duruş
sergilemeliler.
Yazılı
ve görsel medya büyük ölçüde Bu güçlerin güdümünde olup bizlerde menüde ne
varsa onunla avunmaktayız.
Gündemi
biz yaratamıyoruz.
Televizyonlar
da; İzdivaç, yemek, yarışma, sabah vb programlar izlenmenin en yoğun olduğu
saatlerde yayınlanmakta ve düşünmeyi unutan bir toplum haline getirilmekteyiz.
Çözümü
kolay bu tür kanalları izlememeliyiz.
Kumanda
bu iş için.
Belgesel
izle en azından.
Günah
keçimizde siyasi partiler.
Her
kötü şeyi onlara fatura ediyoruz.
Bir
kesim iktidarı bir kesim muhalefeti sorumlu tutuyor.
Ya
bizler?
Olur,
mu seçimlerde oy kullandık ya.
Aynı
gemide olduğumuzu bir bilebilsek.
Bak
Medya Tunus, Mısır ve Libya olaylarını medya; İşte halkın başkaldırısı olarak
lanse etti, kulağa hoş geldi, ilgilendik, alkışladık.
Sonrasını
bilmiyoruz çünkü yazmıyorlar ve anlatmıyorlar.
Amaç,
Amerika’nın müdahalesi için kamuoyunu hazırlamaktı.
O
da oldu.
Hiç
demedik size ne, neden daha önce silah sattınız da şimdi imha ediyorsunuz.
İnsanı
kıyımı önledik dediklerini duyuyorum.
Peki,
Saddam zamanında yani sizden önce, Irak’ta insanlar bu kadar öldürmüyordu
birbirini.
Mısır’da
aynı Kenan Evren gibi Amerika yanlısı bir general başa geçti.
Bu
Hüsnü Mübarek kimdi? Batılıların desteklediği,
Halkını
demir yumrukla yöneten,
Paraları
batılı ülkelerde istifleyen bir diktatör.
Bunların
dinle imanla alakaları yok.
Dinleri
de imanları da para ve para edecek;
Petrol,
elmas, madenler vb kaynaklar.
Bunlar
için din; sadece amaçları için, insanları kullanmak için bir araç.
Ama
bu kan onları bir gün boğacak.
“Bilgisayar
Oyunu” sanıyorlar insanları öldürmeyi.
Hedefe
kitlen ve ateşle.
Osmanlıyı
parçalamak için 200 sene uğraşmışlar, Sinsice,
El
altından.
Artık
kendi kanlarını da dökmüyorlar.
Her
ülkede muhalif insanlar vardır yoksa da yaratıyorlar.
Sonra
bunları destekliyorlar.
Çıkan
savaşta muhalifler kazanınca da başlarına çöküyorlar. Yaptıklarının diyetini
fazlasıyla alıyorlar.
Ve
kulak çekiyorlar.
Bak
gördün! Çizgimizden çıkarsan senin de başına aynı şeyler gelir.
Uslu
uslu otur sen ve çevren parayla oynayın, Halkı unutun getirin,
Paranızı
bizim bankalarda tutun, Bizim şirketlerimizden hisse alın, Gelin spor
takımlarımızı size satalım,
Çocuklarınız
gelsin bizim okullarımızda okusun,
Paralarınızı
bizim bankalarımızda tutun ne olur ne olmaz.
Bizim
coğrafyada oynanan oyun bu.
Kaddafi’ye
ülkelerinde çadır kurduran orada elini öpenlerin yaptıkları ortada.
Bu
ülkelerde liderlerin farklı olma lüksleri de yok.
Çünkü
onlara biçilen rol bu.
Senaryo
aynı oyuncular değişiyor.
İyiler ve iyilikler hep sizinle olsun..
Saygılarımla.
İbrahim
Halil Okuyan
İnşaat
Yüksek Mühendisi
11.Nisan.2016 Şanlıurfa