Mehmet Göncü
29 Nisan 2012
Kıymetli okuyucularım, gerçekten ünlü, yani şöhretli olmak çok kolaydır.
Örneğin; bir kimse toplumun yadırgadığı bir olay yapsa aynı anda meşhur olur. Mesela denizde veya hamamda olduğu gibi çıplak vaziyette caddeye çıksa veya bir toplantıya katılsa bu durum hemen duyulur ve o şahıs hemen ünlenip, yıllarca adı olumsuz bir şekilde hatırlanır. Bu tür davranışları çok boyutlu ve çok çeşitli örneklerle anlatmak ve çoğaltmak mümkündür.
Atalarımız bu gibi kimseler için; “Dostlarının yüz karası, düşmanlarının maskarası” gibi tanımlamalar getirmişlerdir.
Önemli olmak ise, gerçekten emek ve yetenek ister. Güzel sesli bir musikişinas sanatçının, bir ressamın, bir heykeltıraşın, bir şairin, bir mimarın yeteneği, emeği ve hayata kazandırdıkları onu çok önemli kılar.
Bakınız büyük devlet adamlarımızdan ve aynı zamanda bir şair ve yazar olan “Ziya Paşa” bu gerçeği nasıl izah ediyor:
“Ayine-si iştir kişinin, lafa bakılmaz.
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
Sevgili okuyucularım, demem o ki bir kimsenin ünlü olması çok kolaydır. Ancak bu öneminden dolayı gelen ün hem çok zor, zor olduğu ölçüde de kişi için şeref, itibar ve övünç kaynağıdır.
İşte bu değerler toplum nezdinde ebedi ve ölümsüzdür.
Bu manada insanlığın bilinen tarihinde, dünyamızda yaşamış çok önemli ve faydalı ünlü şahıslar gelmiş geçmişlerdir. İşte bu muhterem zatlar asla unutulmamışlardır.
Yüce Allah (cc) onlardan razı olsun.
Bu bağlamla ilgili olarak bir başka yazımda aziz ülkemizde ve tarihe tanıklık yapmış güzel Urfamızda yaşamış önemli ünlülerden bildiğim kadarı ile bahsedeceğim.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.