Bülent Okutan
4 Aralık 2007
Popstar Alaturka’da kritik haftaya girildi. Umudumuz, Umut ızol’umuz, yine ipi ucu ucuna göğüsledi. Ve ne yazık ki haftayı sonuncu olarak bitirdi, dördüncü oldu. Ama umutlarımızı, umudunu bir sonraki haftaya taşıma becerisini gösterdi.
TV izlemeyi pek sevmeyen bendeniz, sonucu tırnaklarımı yiyerek bekledim. Ve Umut için devam kararı verilişini, Milli Takımın Yunanistan’a attığı bir gol coşkusu ile karşıladım.ışin açıkcası bu işe taktım beyler. Ortada bir Urfalı genç ve onun mücadelesi var ve öte yanda onu bitirme uğruna yapılan, bir takım Bizans oyunları. Son hafta Umut kazanınca, Ebru Gündeş ile o çok sevimli Armağan Çağlayan’ın yüz ifadeleri bunun en büyük kanıtıydı. Hani şu ocak yıkan dedikoducu kadınlarımızın elini çenesine koyup ‘VIIIIIşşşşş’ çekişleri ile sonucu karşılamaları en büyük delil idi. Ama Umut yine yırtmıştı kefeni.
O bu yolda galip, bir mağluptu artık.
Umudun sesi, yorumu konusunda çok iddialı değilim. Bunu önceki yazımda da belirtmiştim. ıddiam şuydu;
Umut bir amatör. Profesyonellik konusunda Konservatuar eğitimi alıyor. Bu yarışma onun için bir dönüm noktası. Artı Urfalı.
Zaman zaman bazı parçaları çok güzel yorumlayışı,onun önünün ne kadar açık olduğunun bir göstergesi.
Ben yıllardır bu mesleği yani gazeteciliği yaparken, kırıcı olmamaya özen gösterdim. Hiç tek taraflı olmadım. O nedenle yazdıklarıma, insanların, hemşehrilerimin itibar göstermesi,inanması, normal karşıladığım kadar, onları daha çok sevmeme, onların da bana itibar etmesi sürecinde bir ölçü olmuştur. Bu da benim karşımdakilere verdiğim değeri arttırmıştır. Mesleğimi daha özenli olarak yerine getirme, ifa yolunda bana terbiye vermiştir.
şimdi yine bu gün ahde vefa günüdür. Köşem de Umut için serzenişte bulunup, dikkatinizi ona çekmek istiyorum. Umut ızol, taşı toprağı altın ıstanbul’da, okul harçlığı için çalışıp, sanat eğitimi alan bir gencimizdir. Başarıya giden yolda son virajdadır. Tek umudu artık Urfalılardır.
Hanginiz sevdiğinize bir SMS yollamadınız doğum günü için. Yada eşinize. Oğlunuza yazmadınız mı ‘Eve gelirken iki tırnaklı al’ diye. Yada buluşacağınız bir arkadaşa ‘saat birde belediyenin önünde ol’ demediniz. Sizi kıran bir dostunuza sitem mi etmediniz mesajla ‘sana hiç yakışmadı’diye. Sonrasında ne oldu? Doğum günleri kutlandı, eve ekmekler alındı, buluşuldu, sitemler barışa dönüştü. Bir mesaj da SMS’de o malum jürinin tavrını buruk yüzle, yüreği ezik izleyen, bu çocuk için atsanız ne olur? Çok mu zarar edersiniz. Hayır. O gencecik yüzün gülüşünü canlı olarak izler, belki de sizde canlı canlı mutlu olursunuz. Başta hemşerilik adına.
Ben bu yazımı hafta boyu köşemden çıkarmayacağım. Aynı yazı, yani aynı düşüncemi Umut kazanana, kaybedene kadar burada muhafaza edeceğim.
Ve sizleri, Urfa’daki tüm gazeteci dostlarımı, sivil toplum kuruluşlarını, derneklerimizi, Urfalıyım diyen herkesi Umuda, Umut’a taşımaya çalışacağım. Umarım başarırız. Armağan Çağlayan’lı Bülent Ersoy’lu dört kişilik bir jürimi, gencine sahip çıkan dört dörtlük bir Urfamı? Hadi gelin tüm Türkiye’ye bunu birlikte gösterelim.
113 Yazıp 3004’e Urfa’yı yollayalım. Urfa’nın,Urfalının tek yüreğini, umudunu gösterelim birilerine. Ve bazı dersler verelim. Ve bunun yolu da Umut’tan geçsin, ne olur ki?
ınternetteki önceki yazım için ; ‘http://www.urfahaber.net/yazar.php?id=2724’