Turuncu yetmez Urfalı! Maviye geçmeliyiz
Vaka sayılarının yüksekliği ve aşılama oranlarının düşüklüğü ile ilk sıralarda yer alan Urfa’da vaka sayıları azalsa da risk hala yüksek. Uzmanlar, aşı oranlarının artması gerektiğine vurgu yaparak, yeni varyantların özellikle gebelerde ölümcül olduğuna dikkat çekiyorlar.
En az bir doz aşı yapılanların oranının en az olduğu dört il arasında bulunan Urfa’da Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 21-27 Ağustos haftasında vaka sayısı 100 binde 270,27 oldu.
Aşılama oranı yüzde 61,4’e çıkınca düşük riskli iller arasına alınan Urfa’da risk hala sürüyor.
Urfa, Diyarbakır ve Mardin’deki durumu pandemi hastanesinde görev yapan Sağlık Bilimleri Üniversitesi İç hastalıkları Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Uluslararası Doktorlar Derneği (AID) Diyarbakır temsilcisi Doç. Dr. Eşref Araç değerlendirdi:
”Bakanlığın açıkladığı verilere göre Diyarbakır’da aşılama oranı yüzde 62,7’ye, Urfa’da yüzde 61,4’e ulaştı. Bu rakamlar vaka sayılarını düşürse de hastaneye yatışlarda henüz tam etkili olmadı. Hastaneye yatarak tedavi görenlerin sayısında dalgalanma söz konusu. Açıkçası (Aşılanma oranının artışının) etkisi olduğunu düşünüyoruz ama etkisinin yansıması biraz daha geç olacaktır. İlk aşılamalar değil de ikinci aşılamalardan sonra ciddi bir koruyuculuk bekliyoruz. Aşı olduktan 14 gün sonra ilk doz da olsa korumaya başlıyor.
Son günlerde aşı artışını gerçekten görüyoruz. Yüzde 40’lardan yüzde 61-62-64’lere çıkan bir artış var. Bu kısa süre için çok çok iyi bir rakam. Yoksa çok iyi bir rakam değil. Bununla birlikte vakaların düştüğünü gördük ama hastaneye yatışlarda günübirlik dalgalanmalar var. Bazen azalıyor gibi görünse de yanıltıcı bir tablo. Maalesef tekrar arttığını görüyoruz. Şu anda bir dalgalanma seyrinde ve hafif bir plato çizmiş gibi.
Pik yaptığımız evreden biraz daha düşük olsak da hastaneye yansımasını henüz yaşamış değiliz
Bizde genç nüfus çok fazla. Yüzde 60’lardaki aşı, 18 yaş üstü rakamlar. 18 yaş altı birey sayımız yüzde 35, yani toplumun üçte biri. 18 yaş altı toplumun hepsini aşılasanız dahi toplumun yüzde 65’i ancak bağışıklık sağlayacak rakama ulaşacak. Genç nüfusumuzun çok olması, aşılanmamış genç nüfusun çok olması. Bize turuncu yetmeyecek maviye geçmemiz lazım ve buna hemen geçmemiz gerekiyor.
Daha önce aşılarımız yoktu. İlk 3 ay dışında aşı olup olmaması için bir bilimsel veri yoktu elimizde. Şu anda biliyoruz ki İlk üç ay dışında, ikinci ve üçüncü üç aylardaki evrelerde her gebe mutlaka aşı olmalıdır. Aşı olunmasını çok elzem buluyorum. Genç hastalarımızı, genç anneleri kaybediyoruz.
Çok sık mutasyona uğrayan bir virüs ve mutasyona uğramaya devam edecektir. Delta daha bulaşıcı gibi gözüküyor, hızlı ilerliyor gibi gözüküyor. Toplumsal bağışıklığımızı sağlayamazsak, sadece Urfa’da, Diyarbakır’ın değil Türkiye’de dünyada bu aşılama programlarını iyi yürütemezsek, deltadan sonra farklı farklı varyasyonlar da ortaya çıkar.
Yaptığımız bir ankette ‘Neden aşı olmuyorsunuz?’ diye sorduk. Yüzde 50 civarı aşının etkinliğine, yan etkilerine güvenmeme yanıtı verdi. Yan etkileri ilgili kaygıları var. Bu kaygıları giderici şeyleri toplumda paylaşmalıyız. Ancak bazı aşı karşıtlarının bilimsel verilerle ilgisi yok. Sadece kafasında kurduğu paranoya ile ‘böyle olacak şöyle olacak’ diyor. Geçmişte aşılar için, çocuk aşıları için de ‘kısırlaştıracak, öleceğiz’ diyenler vardı. Bunların hiçbir bilimsel yanı yok. Bu aşı onay aldı. Artık 3. faz yok diye ısrar edenlerin, bu kozları gitti. Şu anda onaylı ruhsatlı bir aşı var elimizde”