Halit Güllüoğlu
2 Nisan 2009
Seçimler bitti amma sandıktan çıkan sonuçların kavgası ve tartışmaları henüz bitmedi.Gerçekten de seçmen parti dağılımı coğrafyamız bir tuhaf görüntülendi.Gazetelerin çizdiği haritaların rengarenk sınırlarına şaşmamak mümkün mü?CHP sahilleri adeta sarmış sarmalamış.Yani genelde kazandığı bölgeler Akdeniz,Ege ve Karadeniz şeridinde mutlu azınlıkların peşinde.Marmaraya da kısmen sızmış.DTP ye bakıyoruz onların da bölgesel bir çizgide yoğunlaştığı görülüyor.DTP nin karşısında AKP den başka rakip bulunmayınca elbette ki gelişen insan hakları gereği böylesi sonucu beklemek tabiidir.Üstelik tek Parti olarak etnik kimliğin mücadelesini vererek.Bu sonucu yadırgayanların düşüncelerini gözden geçirmesi önerilir.Çünkü çağın gereği olarak İnsan Hakları çerçevesinde gelişen fikirleri yasaklamak devri son bulmuştur.Sadece birlik ve beraberlik için alınacak samimi gerçekçi tedbirlerle istikrar sağlama gayretinde bulunmak lazım….
Peki bu tabloda Türkiye’nin Partisi olmak iddiası neyi ifade edecek.Bakınız şimdi geçmişten gelen “ İttihat ve Terakki” zihniyetindekilerin bakış açısıyla alınan mesafeye.Bir asra yakındır ne sonuç verdi.Dün ve bugün bu zihniyeti takip eden CHP nerelere vardı.Sosyal Demokratlığa kapısı kapalı.Geleneksel tek Parti kültürü anlayışından sıyrılmadan Şanlıurfamızda aldığı seçim sonuçlarıyla acınacak haldedir.Adeta seçim çizgisi Anadolunun bazı yerlerinde yok sayılır seviyeye gelmiştir.Doğu ve Güneydoğuya bakış açısı çözümsüzlük anlamındadır.Demokrat Parti,Adalet Partisi ve bugün aynı çizgiyi izleyen AKP nin Devlet yönetimindeki yetkileri tartışılmasına rağmen hiç olmazsa taban oluşturabilmiştir.Ergenekonun gölgesine rağmen.
Ülkemizde devamlı darbeler Demokratikleşmedeki sınavımızı erteledi.Bütün bunlara CHP nin bazen darbecilerin yanında bazen da seyirciliğinde kaldı.Amma Halk Osmanlıdan gelen çok kültürlülüğünün birlikte yaşatılması için daima sandıkta cevbap vermeye çalışmıştır.Geçmişten kalan alışkanlıkla Cumhuriyetçiyim diyerek diğer değerleri bertaraf edenler Kürt realitesini yok sandılar.Bundan böyle bakalım ne diyecekler nasılş bir çözüm üretecekler?Artık bu huylarını terk ederler İnşallah Cumhuriyetçiliği halk üzerinde baskı rejimi olarak kullananlar ,Demokratlaşmayı engelleyenler gafletleriyle geri kalmışlığın sorumlusudurlar.
Halkın iktidarını beğenmeyenlerin kara çarşafı gericilik sananların daha sonra taktığı rozetlerin ödülünü oylarında aramaları ne kadar ayıp olmuştur.Elbette ki vatandaşın eğitimle aydınlanması gerekir.Yırtılan çarşaftaki talihsiz kadınlarımızın okuyup iş sahibi olmalarını ekonomik özgürlüğünü temin etmek dururken yerinde saydırmak neye hizmettir.Dedik ya AKP vazgeçilmez değildir.Amma Avrupa Birliği konusunda attığı adımlarla İnsan Hakları çerçevesindeki yasa değişikliklerindeki atılımları onları Türkiye Haritasındaki yaygın yerini almalarını sağlamıştır..
İşte Türkiyeyi kucaklamak budur.Gerçek sol görüşlüler de bu bakımlardan AKP yi taktir etmişlerdir.
Siyasi gelişmelerdeki özeliği nedeniyle bu dönem DTP yi tek Parti halinde kampanyasını mazur saymalıyız.Önümüzdeki zaman ve dönem içinde kendi içinde ve dışında artık herkesin Partisi olma gayretini sergilemesi gerekecektir.Amma CHP nin sahil kentlerindeki varlıklı turizmci kültür düzeyi değişik sayan vatandaşların Partisi olmaktan kurtaramadığı ortadadır.Böylece Türkiye Partisi olamayanların durumu tartışılmalıdır.
Netice olarak Siyasi Partilerin Türkiyenin Partisi olma gayreti taşıyıp uygulamada bulunmadıkları sürece toplumda birlik beraberlik ve istikrarın sağlanması mümkün değildir.
Hoşça kalın