K. Eren Akalın
8 Nisan 2008
Kentleşmeyle birlikte bir çok yeni sorunla yüz yüze kalan kentimizin trafiğinde araç kullanma gafletinde bulunmak, istisnasız tüm sürücüleri dokuz doğurtturuyor adeta. Kuralsızlığın, herhangi bir sınıra tabi olmadığı Urfa caddeleri, belki de Dünyanın başka hiçbir yerinde rastlayamayacağımız kural ihlalleriyle, kurallara uyma çabası içerisindeki şoförleri çıldırtıyor.
Daha çok yolların yetersizliğinden yakınsakta, sorunun park sorunu olduğu tespiti, çözüm bulabilmek açısından daha akılcı olacağa benziyor. Özellikle trafiğin tamamen iflas etme noktasına gelmiş olduğu Bahçelievler’de, ikinci ve üçüncü sokakların şerit sayıları dört. ( ıstanbul’un trafik yükünü çeken E-5 ve E-6’ da ki şerit sayısı ise üç) Bu sokaklardaki sağlı-sollu park ve park etmiş araçların hemen yanına başka araçların park edilmesi ile ters yönden seyir etme bu yolları kullanılamaz duruma getiriyor. Yaptırımsızlık devam ettiği sürece de bu sorun, bu haliyle sürüp gitmeye devam edecek.
Sorunun özü sadece yaptırımsızlık da değil aslında. Trafiğin zaten durma noktasına gelmiş olduğu bu semtte inşa edilen yeni apartmanlarda da çözüme yönelik bir değişime rastlayamıyoruz. Devasa dükkanlara sahipken, tek aracı bile park edecek otoparka sahip olmayan bu apartmanlar, yaşanan trajediye çözümsüzlük ilave etmekten de başka bir işlev üstlenemiyor. Açılan yeni işyerlerine yeni müşterilerin eklenmesiyle de problem bir çığ gibi büyüyüp gidiyor. Bu koşullardan karlı çıkan yegane kişiler ise müteahhitlerimiz.
Otoparklarında bile park sorunu olan şehrimizde, inşa edilecek yeni yapılarda, otoparktan taviz verilmeye devam edilirse, yapılan trafik ihlalleri cezasız kalmaya devam ederse ve ayrıca birbirimize saygı göstermeye mecbur değilmişiz gibi davranmaya da devam ettiğimiz sürece, bizim trajedimiz, ıstanbul’a bile rahmet okutacağa benziyor.