Sabri Dişli
25 Ekim 2007
Uzun sayılabilecek bir insan seli aktı Urfa’dan…
Terör ve PKK protesto edildi…
Ben katılmadım, durup seyrettim….
ıçim gitti… Orda olup, Terörü lanetlemek isterdim…
Neden katılmadım?
Bir kere ortaöğretimdeki bazı okul öğrencileri eğitim saatinde ordaydı…
Üniversite öğrencileri de vardı… Bazı sivil toplum kuruluşları… Ve birde bu tür gösterilerin göstermelik nöbetçileri…
Bu saydıklarımın terörü lanetlemesinin ne sakıncası var?
Söylim… Bir kere bu tür protestolarda bir partinin organı olan gençlik kolları mensupları insanların gözüne sokarcasına parmaklarıyla amblemlerini işaret etmelerinden rahatsız oldum.
Yürüyüşü seyir eden halkın arasına karıştım. Yerin kulağı gibi dinledim… Kabullenemediğim görüntülerden rahatsız olan çok sayıda vatandaşın ifadesini işittim.
Yav Allahtan Korkun… Dağda şehitler ölürken parti işareti yaparak mı ölüyor?
Bu şehitler hepimizin çocuğu… Protestoya siyasi boyut katınca sade vatandaş katılmıyor işte, Bunu nasıl görmezsiniz?
Sakın yanlış anlamayın, siyasi görüşü ne olursa olsun, siyasi söylemlerini rozetlerini çıkararak herkesin bu protestoya katılmasını isterim.
Hatta gönül isterdi ki; ıspanya’daki gibi 11 milyon insanın yürüdüğü, sadece teröre ve terör örgütüne lanet eden bir yürüyüş olsun.
Bilesiniz ki; Toplumsal refleksin küçük ve lokal olanının adı, mesanesi okunmaz…
Ama toplumun her kesiminin komple katıldığı protesto dünyada yankı uyandırır.
Protestonun protezi olmaz…
Dünkü yürüyüşü milli eğitim müdürümüz ve rektörümüzün kasetten izlemelerini tavsiye ederim.
Bu arada bir çift lafım da “türban” için uzun gösteri ve talk oluşturanlara…
VEEEEEE Cumhuriyet mitingi düzenleyenlere…
“Benim mitingim senin mitingini döver” diyenlere…
Neredesiniz?
Hadi yürüyün. Öyle bölük pörçük değil… Tek yürüyüş… tek bayrak… Ama sessiz… Ama kararlı… Ama bu ülkenin gövdesi tek canmış gibi aktığı, tek yolda… başkentte…
Delirdin mi Sabri!
Kim duyacak seni, ne bağırıyorsun(!)