İbrahim Halil Okuyan
30 Temmuz 2016
‘Halife Harun
Reşid, Bermek olan veziri Cafer bin Yahya ile birlikte, “Saray’ın bahçesi”nde
gezerken, canı “meyve” çekiyor… “Elma”yı dalından koparmak için uzanıyor, ne
var ki; “orta boylu” olduğu için, meyveye yetişemiyor!..
Veziri Yahya’ya
diyor ki;
“Omzuma çık, o
meyveyi kopar ve bana ver!”
Vezir “zayıf”
olduğu için, “Halife’nin omzuna” çıkıyor ve meyveyi koparıp, veriyor…
Meyveyi yiyen
Halife Harun Reşid, “çok lezzetliymiş” diyor, “Bana bahçıvanı çağırın…
Bu lezzetli
meyveden dolayı onu ödüllendireceğim.”
Zaten az ileride
duran ve olan-biteni “hayretle” seyreden bahçıvan geliyor…
Halife, ona; “Sana
bir ödül vereceğim, dile benden ne dilersen” diyor…
Bahçıvan diyor ki;
“Sultanım, sizden
bir tek isteğim olacak…
Bana, benim
Bermekî olmadığıma dair bir belge verir misiniz?”
Halife
şaşırıyor!..
“Herkes devlet
kademesinde görev almak için bir Bermekî şeceresi uydururken, herkes Bermekî
olmaya can atarken, sen niye Bermekî olmadığına dair belge istiyorsun ki?..
Kaldı ki,
sen bir
Bermekî’sin!..
Bermekî olmaktan
niye kaçınıyorsun?..”
“Belge”yi almakta
ısrar eden bahçıvan diyor ki; “Evet, bir Bermekî’yim…
Ama, madem ki,
benden bir istekte bulunmamı istediniz…
Ben bu belgeyi
istiyorum, başka da bir isteğim yok!”
Halife Harun Reşid
de; “Madem ısrar ediyorsun, istediğin belgeyi vereceğim sana” diyor ve daha
sonra da, o belgeyi veriyor bahçıvana…
Aradan yıllar
geçer…
Halife Harun
Reşid, yattığı “uyku”dan uyanır, “göz”leri açılır, “kulak”ları duymaya başlar…
“Civar ülkelerden
gelen uyarılar”ın ve “halktan yükselen tepki”lerin, hiç de yersiz olmadığını
düşünmeye başlar!..
Bermekîler ;
Halife Harun Reşid’in kendilerine beslediği “büyük güven ve yakın ilgi”yi
“istismar” ederek, sadece “Saray kademeleri”ni değil, “eyaletleri de kendi
yandaşları ile yönetmeye” başlarlar!..
Devletin her
kademesini anlayacağınız bir “ur” gibi sarmışlar, en ücra yerlerine bile “kendi
adamlarını”yerleştirmişlerdir!..
Yattığı “derin
uyku”dan uyanan Halife, Bermekîlerin “ bir devlet içinde devlet” kurmak için
uğraştıklarını “ülkenin her yanını
elegeçirdiklerini” ve “kendisini devredışı bıraktıklarını” fark edince, derhal
emir verir:
“Bermekîleri
kılıçtan geçirin!..
Yaşlılarını da
zindana atın!”
Emir, yerine
getirilir!..
Bermekiler
öldürülür.
Peki, “bahçıvan”a
ne olur?..
Halife’nin emri
üzerine, görevliler “bahçıvan”ın evine de giderler…
Ya kılıçtan
geçirecekler, ya hapse atacaklardır!..
Ama, bahçıvan;
hemen, “Bermekî olmadığına” dair, “Halife imzalı belge”yi gösterir!..
“Gördüğünüz gibi,
ben Bermekî değilim”der ve kellesini kurtarır!..
“Kılıçtan geçirme
ve zindana atma operasyonu” sona erince, Harun Reşid, son durumu öğrenmek için
“kurmay”larını çağırır ve sorar;
“Emrimi yerine
getirdiniz mi?”
Kurmaylar der ki;
“Listedeki herkes;
ya kılıçtan geçirildi, ya zindana atıldı…
Sadece bir adam
kaldı…
Ama, ona
dokunamadık, çünkü elinde sizin imzaladığınız bir belge vardı!”
Halife;
“Hatırladım ben onu…
Onu bulun ve bana
getirin” der…
Bahçıvan huzuruna
getirilince, Harun Reşid sorar adama;
“O gün, Bermekî
olmadığına dair, benden ısrarla belge istedin…
Ben de verdim…
Peki, bugünlerin
geleceğini nereden anladın?”
Bahçıvan der ki;
“Sultanım; hani, o
elmayı koparmak isterken, vezir, sizin omzunuza basmıştı ya…
İşte o an dedim
ki; eyvah, bizim sonumuz geldi!”
Harun Reşid, araya
girip; “Ama ben söyledim omzuma basmasını” deyince, bahçıvan der ki;
“Farketmez
sultanım… Sizin, Sultan olarak, vezirinizin omzunuza basmasını istemeniz bir
alicenaplıktır, büyüklüktür…
Siz istemiş
olsanız bile, vezirinizin omzunuza basması ise; hem şımarıklık, hem
hadbilmezlik, hem de küstahlıktır!..
Sizin omzunuza
basıp meyveyi koparmak yerine, pekâlâ beni çağırabilir ve benden
isteyebilirdi!..
Bir adam, vezir de
olsa, sultanının omzuna basacak kadar cüretkâr ve hadbilmez olduysa, bunun sonu
felâkettir!..
Ben, işte o gün bu
felâketi gördüm ve sizden o belgeyi istedim.”
Evet, atalar ne
demiş: “İslamın şartı beş ise altıncıs haddini bilmektir”.
Zira, unutulmamalı
ki, haddini aşanlara Allah eninde sonunda haddini bildiriyor!..
Hz Ali cennet
mekanıda unutmamak gerekiyor
her şeyin affı
olur ancak devlete ihanetin
asla….”
*Alıntıdır.
**Bermekiler
;Abbasi Devletinin meşhur vezirlerinin mensub olduğu bir aile.
Kıssadan hisse
çıkarmak size düşüyor.
Saygılarımla..
İbrahim Halil
OKUYAN
İnşaat Yüksek
Mühendisi
30.Temmuz.2016
Malatya