Ömer Elçi
14 Mayıs 2010
Deniz Baykal ve Nesrin Baytok İnternet ortamına düşen görüntülerle ilgili “ilişki yok “ yerine, “özel yaşama düzenlenmiş komplodur” diyor.
Baykal ve Baytok hukuksal alanda haklarını arayıp, gerçeklerin ortaya çıkarıl-ması için yapmaları gerekenleri yaparlar mı? Yapmazlar mı? Bunu zaman gösterecek ama Baykal hiçbir şekilde Cumhuriyet Halk Partisinin tekrar başına geçirilmemeli…
Demokrasinin en çok savunulduğu Cumhuriyet Halk Partisinde de demokrasinin sözel olduğu, Ankara’da beyin travması yaşayan kurmayların körleştiği ayrı bir gerçektir…
Lider yağcılığı, yalakalığında yarışan Ankara’daki üst düzeyler “parti tabanı ve tüm illerin teşkilatları Sayın Baykal “demesi Cumhuriyet Halk Partisine ve haliyle Türkiye seçmenine en büyük ihanettir…
Baykal tekrar cumhuriyet Halk Partisinin Başına geçirtilirse, Cumhuriyet Halk Partisi seçimlerde %10 barajını bile geçemez…
Yıllardır ki “Baykal Partinin başından ayrılmazsa oy vermem“ diyen gerçek Cumhuriyet Halk Partili seçmenin yüzdesi kaç?
Yıllardır ki ” …. Partisine oy verdim. Cumhuriyeti, demokrasiyi savunan parti CHP ancak Baykal halktan kopuk o nedenle Baykal olduğu müddetçe oy vermem” diyen seçmenin yüzdesi kaç?
Cumhuriyet Halk Partisinin söz konusu kesimler haricindeki şu anki oy yüzdesi ise %20lerin üstünde. Baykal istifa ettikten sonra “taban beni istedi” deyip tekrar partinin başına geçerse %10u bile zor bulur…
Şanlıurfa’da mı?
%1 veya %2…
*
Komplo,düzmece,yıllar öncesine ait,montaj vs bunu yargı bir şekilde ortaya çıkaracaktır ama Baykal ve Baytok tarafından “ilişki yok” denmemesi; ”istifa ediyorum” dendikten sonra “parti tabanı isterse dönerim” denmesi Cumhuriyet Halk Partisini Türkiye siyasal yaşamından tamamen silmektir.
Baykal’ın ve kurultayda oy kullanacakla-rın buna hakkı yok…
Cumhuriyet Halk Partisi ne Baykal’ın, ne de bir şekilde yönetime gelmişlerin partisi değildir ve olmamalıdır. Hiçbir siyasal parti başkanların ve başkanların çevresinde oluşan yağcıların partisi olmamalıdır, halkın partisi olmalıdır. Demokratik yapılanmamız var diyen şu anki tüm partilerde demokrasi değil, teokratiklik söz konusudur…
Cumhuriyet Halk Partisinde demokrasi var ise kurultay alicengiz oyunlarıyla değil, kurultaya katılacak delegelerin iradelerine saygı göstermekle ortaya çıkar…
“Türkiye’yi kucaklayabilecek mi” yaklaşımı densizliktir, beyinsizliktir, yağcılıktır, yalakalıktır; taban seçmene haksızlıktır ve tabandaki seçmenin hiçleştirilmesidir.
Baykal yıllarca siyaset gereği siyasileri, bürokratları kucaklayacağına gerçekten halkı kucaklayabilseydi Cumhuriyet Halk Partisi yıllardaki oluşumları çok farklı yaşardı…
Seçildikten sonra seçmenine sırt çeviren, seçmenin sorunlarını kucaklayıp kürsüden dile getirmeyen, çözüm bulmayan ama kendi aralarında birbirlerine reverans edip, birbirini siyasi çıkarlar için kucaklayanları seçmen bir daha siyaset sahnesinde görmek istemiyor…
*
Lider, lider yetiştirendir…
Siyaset arenasında, kurumlarda, gruplarda ne yazık ki benlik her zaman tek düşünce;bizlik hiç düşünülmeyen veya sözelleştirilen göstermelik bir deyim…
Baykal yıllarda kendisinden sonra partiyi taşıyacak birilerini yetiştirememişse, parti içindekiler birbirinin kuyusunu kazma ile uğraşmışlarsa; Cumhuriyet Halk Partisi bu güne kadar Baykal başkanlığında iktidar olamamışsa ve kurultaya katılacaklarda “illa Baykal” derlerse; Cumhuriyet Halk Partisi %10u bırakın,%5i bile bulamaz…
Taban istiyor derken, beyin sendromu yaşayanlar tabandan kopuk olurlarsa; taban sillesini bir yerler, pir yerler…
Taban istedi diyenlere duyurulur ”Urfa BAYKAL ile taş çatlasa %1…”