Su yok, elektrik yok, önlem yok!
Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde soğan tarlalarında çalışan mevsimlik tarım işçilerinin çadırlarında elektrik, su dahi yok. Çadırlarda yaşayan yaklaşık 700’e yakın kişinin 500’ü doğrudan soğan tarlasında emek sarf ediyor. Büyük bir kısmı Urfa’nın Suruç ve Siverek ilçeleri ile Mardin’in Derik ilçesinden gelirken Suriyeli göçmen işçiler birlikte çalışıyor. Suya ulaşmak için en yakın köye giden işçiler çadırlarına elektrik verilmemesinden de şikayetçi.
GÜN DOĞUMUYLA İŞE BAŞLIYORLAR
Gün doğumuyla birlikte tarlaya çalışmaya giden işçilerin çilesi iş dönüşü sonrasında da bitmiyor. Sabah gün doğumu ile birlikte tarlaya giden işçiler akşam saat 5 gibi paydos ediyor. Her yıl buraya çalışmaya geldiğini söyleyen mevsimlik tarım işçisi Abdulkadir Eroğlu, işten yorgun geldiğini belirterek, acilen su ve elektrik sorununun çözülmesini istiyor.
‘İŞTEN GELDİKTEN SONRA ELİMİZİ YÜZÜMÜZÜ YIKAYAMIYORUZ’
Eroğlu bazı kişilerin yakın köyden tankerler ile su getirebildiğini belirterek, “Herkes bu kadar şanslı olmuyor. Bazıları günlük olarak oradan su getirmek zorunda kalıyor. İşten yorgun geliyoruz ve bir sıcak suyumuz yok. Mesela şimdi su olsa banyo yapsak, su olsa elimizi yüzümüzü yıkasak ne güzel olurdu ama maalesef yok. Yine elektriğimiz yok. Akşamları karanlıkta oturmak zorunda kalıyoruz. Mecburen erkenden yatmak zorunda kalıyoruz. Yetkililerin sorunlarımızı çözmesini istiyoruz” diyor.
SAĞLIK KONTROLLERİ YAPILMIYOR
Salgının olduğu bu süreçte suyun olmaması da sağlık açısından büyük tehlike yaratıyor. Mevsimlik işçilere şimdiye kadar henüz bir sağlık kontrolü yapılmamış. İşçi sağlığı için pandemiye karşı herhangi bir önlem alınmadığı da dikkat çekiyor. Mevsimlik tarım işçilerinin hiçbiri maske takmıyor.
‘MİNİBÜS YOKSA IŞIK DA YOK’
Adile Yılmaz ise, özellikle çamaşır ve bulaşık yıkarken büyük sorunlar yaşadığını belirterek, “İşimiz gerçekten çok zor” diyor. Getirdikleri sular ile çamaşır ve bulaşıkların ellerinde yıkadıklarını söyleyen Yılmaz, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Zaten tarlada çalışmak zorken bu şartlar daha da zorlaştırıyor. Su sorunun yanında bir de elektrik sorunu var. Minibüsün ışığını açık bırakıp oradan gelen ışıkla işlerimizi halletmek zorunda kalıyoruz. Eğer minibüs yoksa ışık da yok. Tüm elektrik ihtiyaçlarımızı bu şekilde halletmeye çalışıyoruz. Geçim sıkıntımız ciddi boyutta. Hem gebelik hem su taşıma bizi çok yoruyor.”
‘BUZDOLABI KULLANAMADIĞIMIZ İÇİN SEBZELERİMİZ BOZULUYOR’
Bir başka mevsimlik tarım işçisi olan Saadet Gürbüz ise çadırın önünde duran sebzeleri göstererek, “Görüyorsunuz elektrik olmadığı için sebzelerimizi buzdolabına koyamıyoruz. Ve tüketemeden çok kısa bir sürede bozuluyorlar. Mesela bir soğuk su içemiyoruz. Dışarıda ısınmış suları içmek zorunda kalıyoruz. Yaptığımız her yemeği ya da aldığımız her ürünü anında tüketmek zorunda kalıyoruz. Yoksa hemen bozuluyor” diyerek yaşadığı sorunun acilen çözülmesini istedi.
Kaynak: Artı Gerçek/Seda Taşkın