Bülent Okutan
26 Şubat 2007
“Ardından Zabıtalar çıktı piyasaya. şok olduk. Ne kadar çok zabıtası varmış şu belediyenin. O güne kadar nerelerde saklanmışlarsa? Zabıtalar çıkınca kaldırımlar arınmaya başladı” (20 Aralık 2006-www.hizmetgazetesi.net’ teki Bir Başarı Öyküsü 3 başlıklı köşe yazımdan) Gazetem de beş gün boyunca Fakıbaba sonrasının Belediyesini ele almıştım o günlerde. Ve başarılı icraatları. Ama gün oldu devran döndü gibi bir şey ile karşı karşıyayız. Zabıtalar kayıp ve kaldırımlar yeniden işgal altında. Dostlarım, okurlarım son birkaç haftadır beni uyarıyordu. Hoş zaten dünya gözü ile bende uyarı konusu olan işgali sürekli izliyordum. Ve Seyyar satıcıların artışını. ılaveten bu artışa inat birden ortadan kaybolan zabıtaları. Düne kadar başımızı çevirdiğimiz her yer de gözümüze ilişen o beyaz, üzerinde ZABITA, yazan minibüsler her nedense, adeta yer yarılmış da içine girmiş gibi yok oldular. Kentin ana caddeleri el feneri, çorap, şemsiye, kaçak sigara satanlarla, ara sokakları ise üç ana temel besin maddemiz , patlıcan, biber, domates “Balcan-ısot-Frenk” yüklü seyyarların akınına uğradı. Ülkede bazı toplumsal olaylar alevlenince, sözüm ona felaket tellalı otoritelerimiz hemen toplu meclislerde durumu yorumlamaya başlar. Yaklaşım ve tesbit, net olmakla birlikte hep aynıdır: “Azizim bir yerlerde birileri, yine bir şeylerin fitilini ateşledi” Peki bizim bu seyyar satıcı işgalinin adını ne koyacağız?. Adamlar zaten ne alırsan 250 yazan tezgahlarında fitil de satıyorlar. Ama ateşlenmemiş fitiller. Fitilleri alacak olan biziz, ateşleyecek olanda. E biz bir şey ateşlemiş değiliz henüz. Eeee fitili kim ateşledi. Ve Seyyar satıcılara kaldırımları kim serbest etti, ya da zabıtaları yok etti. Burada bir terslik var ama. Offf kafam karıştı. Fitil de nereden çıktı? Ha bir de bu aralar ortada erken seçim iddiaları dolaşıyor. Yoksa seçim atmosferine girdik diye AKP’li Belediye, geçmişte ki SP’li Belediyelerin politikasını gütmeye mi yeltendi acep. Malumunuz onlar bırakın seçim atmosferini, ozon tabakası delinmiş atmosferi ve Allah’ın her gününü bu muhteremlere serbest etmişti, oy aşkına. Olabilir mi? Yok yaaa. Fakıbaba yapmaz bunu. Urfalı hemşerilerimizin deyimi ile “Heç masrafı, heç edermi”. Bu kadar güzel icraattan sonra. Soru çok, cevap yok. Seyyar satıcı çok, zabıtalar yok. Bu arada sandığa yansıyacak irade söz konusu. ırade sahipleri kaldırım işgalcilerimi, yoksa bu kentin sahipleri mi? O da belli değil ırade sabit mi olur, SEYYAR’mı? O hiç belli değil. ışin kötü yanı, sandıklarda bu arada, insanın aklında bir başka şekilleniyor. Oy sandığımı, üç tekerlekli arabaların üstünde ki Balcan, frenk, isot sandıklarımı? Velhasıl, sandık, seçim, seyyar, kaldırım, zabıta, işgal, isot, balcan birbirine girdi, mevzu iyice karıştı. Geçin bunların hepsini bir kalemde yav, kafa yormaya ne gerek var. Velhasıl koltuk bu, oturup keyfine vardınız mı, bir daha kalkmak istemezsiniz. Onun uğruna, birileri de kaldırımlarda ki seyyar tezgahlarının yanında kürsü kurup otursa ne olur ki? Ne de olsa SEYYAR bir ıRADE’ye sahibiz.