Geçen son yüzyıla bir bakın birinci Dünya savaşı, ikinci
Dünya savaşı, kore savaşı, İsrail Arap savaşı daha sayamadığım bir çok savaş.

İşte bu savaşlarda milyonlarca insan ölmüş trilyon dolarlar
değerinde ekonomik kayıplar meydana gelmiştir.

Bakınız yalnız ikinci Dünya savaşında elli milyondan fazla
insan ölmüş ve o günün şartlarına göre bütün Dünyadaki insanlara birer ev
yapacak ve Dünyayı bir yıl besleyecek kadar ekonomik değerler yok olmuştur.

Sevgili okuyucularım bildiğiniz gibi bu konu hakkında çok
şey yazılıp söylenebilir. İsterseniz biz dönelim yazımızın konu başlığına gerçekten
iyi incelediğimizde anlaşılır ki savaşların galibi de mağlubu da yoktur. Çünkü
tüm savaşlarda her iki tarafında insan ve ekonomik değerleri zarar görür.

Bir tarafın az bir tarafın çok zarar görmesi durumu
değiştirmez, zarar zarardır. Kaldı ki bir insanın hayatı bütün bir Dünyaya
bedeldir, aziz okuyucularım yine bildiğiniz gibi tüm savaşların, mazlumları,
çocuklar, kadınlar, hastalar ve yaşlılarla bitkiler ve tüm diğer canlılardır.

Zalimler ise, bu fani yaşamı ebedi bir hayatmış gibi
algılayan emanet güçlerine daha çok güç katmak için üretmek yerine başkalarına
ait kaynakları zorla şiddet kullanarak elde etmeye çalışan ruhen korkak megalomani
ve mitomani hastalığına yakalanmış Sadist ruhlu kimselerdir. İnsanlık tarihinde
bunlara en çarpıcı örnekler olarak Firavun, Nemrut, buhtunnesar, hacacı zalim,
kazıklı voyvoda gibi bir çok kişiyi gösterebiliriz.

Ancak yine örneklerle sayabiliriz ki hiçbir zalimin sonu da
iyi gelmemiştir.

Çünkü “zülüm ile abat
olanın ahiri berbat olur” ata sözü yüzlerce yaşanmış örnekle de  kanıtlanmıştır.

Ayrıca “Çekme
mazlumun ahını çıkar aheste, aheste” sözü de boşuna söylenmemiştir.

Evet, zalimler yaptıkları zülümlerin cezasını elbet hem bu
Dünyada, hemde ahirette mutlaka çekeceklerdir.

Ben buna yürekten inanıyorum. Muhterem okuyucularım malumunuz
olduğu üzere son günlerde Gazze de, İsrail saldırıları sonucu bir insanlık
dramı ve zülmü yaşanıyor,hastane, okul, ibadethane demeden bir şehri bombalayan
ve binlerce insanın ve masum çocukların ölümüne sebep olan İsrail’e karşı dur demeyen
sözde insanlık adına ben şahsen insan olduğum için gerçekten çok utanıyorum.

Ey barış sen nerdesin seni bekliyor ve özlüyorum. Çünkü
barış yaşamın hoş kokulu ilk baharı gibi güzeldir. Gel ey barış gel sana bu
mavi gezeğenin çok ihtiyacı var.

Dürüst ve
şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması
dileğiyle kalın sağlıcakla…