Mahmut Çepoğlu
18 Haziran 2007
1984 yılında TBMM tarafından, Urfalıların kurtuluş savaşında, gösterdiği yararlıklar, kurşunlara göğüs gererek emperyalizme karşı yazdıkları kahramanlık destanının anımsanması için ilimize “şanlı” unvanı verilmesi uygun görüldü. Bunu meclise sunan ve bu unvanın alınmasında öncülük edenler hala böbürlenip dururlar. Urfa’ya ve Urfalılara verilen “şanlı” unvanı ilk gün olduğu gibi hala resmi evrakların sayfaları arasında kaldı.
şanlıurfa ismini bir türlü halk içine sindiremedi… ınsanların mutlu yaşaması; sosyal ve toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi, ekonomimken bağımsızlığın kazanması, milli hâsıladan pay alması, isimlerle değil, iş olanaklarının sağlanması ile olur. şanlı olduk da uygar mı olduk. Köylülük bitti, yaşam biçimimiz mi değişti? Bunları geçelim.
Aslında yıllar öncesinden hep “Kahraman Urfalılar” olarak hitap edilirdi. Kahraman Urfa ismini beklerken Maraşlı parlamenterler hızlı davrandı “Kahraman” unvanını aldı. Antep’de “Gazi” unvanını daha önceden almıştı. Bize de kala kala “şanlı” kaldı. Dolaysıyla bizim milletvekillerimizde yapacak başka işleri yokmuş gibi balıklama atıldılar muzaffer bir edayla kürsülerde şanlılık unvanını kutladılar. Aslında şanlı ile uzaktan yakından bir ilgimiz yok çünkü, “Vanlıyam, şanlıyam, kılıcı kanlıyam” türküsüyle şanlı kelimesi ne kadar Van’a yakıştığını biliyorsunuz.
Aklıselim sahiplerinin konuşmaları ister istemez insanı düşündürüyor. Urfa “şanlı” ise şansız kimdir? Maraş kahramansa, korkak kimdir? Antep “gazi” ise Türkiye’nin diğer illerinin unvanları ne olmalı. şerefli Koçhisar varsa şerefsiz olan il de var bu memlekette demek. ınsanın sorması geliyor ezgilerin dizildiği ızmir, kahramanlık destanlarının yazıldığı Çanakkale için kimse neden bir şey düşünmüyor.
Serhat illerinin yiğit direnişlerine neden bir isim verilmedi? Buna bir anlam vermek mümkün değil. Ancak sadece sözle avutmak, duygularını okşamak diyebilirsiniz. Kurtuluşu kutlanan bir çok ilimiz var lakin hiç birinin ismi hala değiştirilmedi veya yeni unvanlar verilmedi. Günlük yaşamımızda artık isimlerin kısaltılmasına gereksinim duyulmaktadır. Oysa bizde hala uzun yazmalara merak salıyoruz. Nedenini sormayın, bizde zamanın önemi, emeğin karşılığı yoktur da ondan.
Öteden beri bölgemizde isim değiştirmek bir marifetmiş gibi hala değiştirmeye devam edilmektedir. Hâlbuki kentlerin, köylerin ilçelerin kimlikleri isimleri ile müsemmadır. ısim bir şehrin kimliğidir. Bir yerin ismini değiştirdiğinde o şehrin kimliğini yok edersin. Bir örnekle yerele inmek istiyorum. Bakınız Harran’ın ismini Altınbaşak yaptılar. Baktılar ki tarihten gelen bir isim, tüm zorlamalara rağmen Altınbaşak diye kimse telaffuz etmeyince, ilçe yapıp tarihten gelen ismini verdiler.
ılimizin ismi gibi bu yerel isimleri telaffuz ederken halen orijinalini kullanırız. Çünkü o isim tarihten geliyor ve o kentin kimliğidir. Özkent’in eski adı şuaypşehir, Yağmurlu’nun eski ismi ise Soğmatar.* Urfa ismi gibi bu isimlerin de değiştirilmiş veya sıfat almış hallerine bir türlü alışamadık. ısimler yenileriyle değiştirildi yada yeni unvan ve sıfatlar eklindi de ne oldu. Kimsenin karnını doyurmadıktan sonra…
Urfa ismine sıfat eklenmesinden, unvan verilmesinden sonra her yıl yapılan kutlamalar için yapılan masraflara yazık. En üst düzeyden vilayete yazışmalar tebrikler kutlamalar gelir. Bu seçilmişler neden daha somut şeylerle uğraşmazlar bilmem ki… Sanırım sormaya da gerek yok. Çünkü o unvanı Urfa’ya layık görenlerin akıbetini sormakta yarar var.
Keşke hiçbir köyün ve mıntıkanın ismi değişmeseydi. Ancak değişimleri gerek duyulmuşsa dünyaca ünlü bilinen tarihi mekanların isminin değiştirilmesi doğru değildir. Bu anlamda tarihi varlıklarının orijinal isimleri ile kalması tarihi ve kültürel miras anlamında büyük önem taşıdığına inanıyorum.
Bu isimleri değiştirildiğini görünce Ankara’nın göbeğindeki ıbni Sina Hastanesinin ismi hatırıma geldi. Neden günümüze uygun modern bir isim vermezler sormak gerek. Yoksa bu yasalar Doğuya, Güneydoğuya doğru gidildikçe mi geçerlilik kazanıyor? Mesela şu Aspondos harabeleri ya da şu Ankara’nın göbeğindeki Hitit heykeline neden yeni isim vermezler? Bu isimleri ve örneklerini istediğimiz kadar çoğaltabiliriz.
Birçok köy hizmetleri ve DSı gibi dairelerimizin paftaların üzerinde ki isimler hala eski halleri ile anılırlar. Teknik ekipler çalışmaları sırasında köylüden eski isimleri ile oralarının tespitini yaptıklarına hep tanık olmuşuzdur.
*Soğmatar; Aslı Suryanice bir kelime olup dil yapımıza uydurulmuştur. “Sugauthmatro” Suryanice çok yağmur demektir. Soğmatar olarak Arapça yağmur anlamına geldiği söylenmekte ise de Arapça mitar yağmurdur. Metar ise hava alanı demektir. Matar kelimesi Suryaniceden Arapçaya geçmiştir.