İbrahim Halil Okuyan
6 Aralık 2006
“Gece Yarısı Eksperesi” kötü niyetine dönüştürülmemeli. Hiçbir yerde ve hiçbir şekilde… Filmlerin, dizilerin seyr’edenler üzerinde büyük tesiri oluyor. Bunlar insanın yetişmesinde ve gelişmesinde önemli etkenler. Eğer o film veya dizi bir kentte, bir bölgede cereyan ediyorsa, yapımcıların oradaki insanlara, mekânlara saygılı olması, sevgi duyması beklenir. Oraya bir işgalci veya olumsuz fikirlerle girilirse, insana da emeğe de yazık olur. O şehir veya bölgenin gelişimine katkı sağlanmazsa nankörlük olur. Türk sinemasının emektar aktörlerinden Yılmaz Köksal, “Sınırlarda Kaybolan Umutlar” adında bir dizinin çekimleri için Van’a gider. Sanatçı bu dizinin çekimlerinde mekân olarak Van’ı seçtikleri için bu kentin önemli tarihi, turistik ve kültürel değerlerinin öne çıkartılacağını da söyler. Zaten işin doğru olan yanı budur. ıyi niyetli sanatçılar bu yolda çalışırlar. Bulundukları şehrin sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerine katkı sağlayacak noktaları öne çıkarırlar. Tabii her şey “yağ içinde börek” yahut “güllük-gülistanlık” değildir. O şehir veya bölgenin yadırganacak, tenkid edilecek yönleri de bulunur. Bunun da yapıcı veya yıkıcı tarzda anlatımı da o eserde yer alır ama yapıcı, eğitici yol dururken yıkıcı tarzda kullanılmasına kimse razı olur mu? Hoş karşılanır mı? Hem o şehrin her şeyinden yararlan, sonra da büyük kültürü içerisinde dizide “yer alsa da olur, almasa da olur” kabilinden bir oluşumu ön plâna çıkararak bir kan davasını, bir başlık meselesini oranın insanlarıyla yerden yere vurup git.. Olur mu? Eğitici yönüyle ele almağı beceremiyorsan, dokunmadan geçmeği de bilmiyor musun? Urfa’da çekilen dizilerde bu tür nankörlükleri maalesef çok gördük. Başka yerlerdekinin aksine “Artistler hep yıkıcı kılıçlarını(!) bizde sınadılar…” Güzelim şehrimizi ve insanlarımızı hep yanlış imajlarla sundular. Herhalde reytingleri(!) bunu gerektiriyordu… Ama bu yanlışlar onları halkımızın nazarında çok küçülttü. Belki yeni dizilerinde bizdeki eski sempatiyi göremezler. Buna da kendilerinin sebep olduğunu, olacağını bilmeli, idrak etmeliler. 12 bin yıla yaklaşan tarihi ile Urfa’mız filmciler için en tabii mekânlardan biridir. Herkesin bundan belli kurallar içerisinde yararlanmasına seviniriz. Ancak, yapılacak dizilerin veya filmlerin ilgililer tarafından doğrudan doğruya veya dolaylı olarak denetlenmesinde her bakımdan yarar görürüz. Mal meydana çıktıktan sonra görülen olumsuzluklar şikâyetlerden, moral bozukluklarından başka bir şeye yaramıyor. Onun için bu denetimlerin mekanizması kimde ise kullanılmalı, halkın feveranına huzursuzluklara meydan verilmemeli.