İbrahim Halil Okuyan
17 Ağustos 2010
“Puzzle “Türkçe yapboz demek.
Bir resmin parçalarını birleştirerek esas resmi görebilmek.
Ramazanın ilk gecesi; TV de Sibel Can-Funda Arar konseri vardı ve bir türkü beni bakın nerelere götürdü.
“Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
Ben bir selvi boylu yardan ayrıldım.
Evvel bağban idim dostun bağında,
Talan vurdu ayva nardan ayrıldım.
Gökyüzünde turna gibi dönende,
Baykuş gibi viran yurda konanda,
Çok ağladım Mecnun gibi çöllerde,
Şirin gibi nazlı yardan ayrıldım.”
Bu siyasetçilerin yüzünden,
Televizyonlarda, bu tür programlara hasret kaldık.
Ne var televizyonlarda peki;
Parti liderlerinin birbirlerine hakaretleri,
Tamamen politize olmuş akademisyenler,
Gazeteciler vb insanlar
Peki biz bu siyasetçileri niye seçtik?.
Bize geldiler, memleketin sorunlarını çözmeye talip oldular. Bir kısmına iktidar, gerisine muhalefet görevi verdik.
Tek partiye iktidar görevi verdik.
Haydi, çözün dedik.
Görev sizindir.
Askeri dönem Anayasası dediler.
E tamam değiştirin dedik.
Biz TBMM de anlaşamadık (mutabakat aramadılar ki) size soracaz dediler.
Memleketin; onca tesisini, limanını, Telekomunu, fabrikalarını sattınız halka sormadınız ama Anayasa değişikliği olunca halka geliyorsunuz.
Aranızda uzlaşamayacaksınız niye seçildiniz ki?
Diyelim ki bir oy farkla evet veya hayır cıktı.
İçinize sinecek mi bu.
Milli mutabakat bu mudur.
Koskoca akademisyenler televizyonlarda anlaşamıyorlar,
Halk nasıl anlayacak bunu.
Sonuçta referandum;
AKP ye evet mi? AKP ye hayır mı?
Oylamasına dönecek, buna gerek var mıydı?
Şu sıcak günlerde,
Mübarek ramazan günlerin de halka yapılanlara bakın.
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
ABD ve AB, bize evet deyin diyor.
İşimize karışıyorlar.
Bu kadar aleni yapılması bile bize verilen değeri (!) gösteriyor.
Ankara Belediye Başkanını halk hizmet için seçti ve herhalde tüm Ankara’nın başkanıyım diyor ama o da televizyonlarda CHP genel Başkanını eleştiriyor.
Senin işin bumu kardeşim.
Sen enerjini Ankara için harca.
AKP’nin taşeronluğu sana mı düştü.
Ayrıca sana ihtiyaçları da yok, yeterli sayıdalar zaten.
Neden evet?
Neden hayır?
Bunu konuşan yok.
Biri diyor ki, EVET dersen sonu CENNET,
Öbürü diyor ki, EVET dersen sonu CEHENNEM.
Bu kadar tezat olur mu?
Ya beyaz, ya siyah, gri diye bir renk olduğunu da unuttuk.
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
12 Eylülün hesabını soracaz diyorlar.
Tamamda hazır 27 Nisandan başlasanıza.
Yok, olmaz önce 12 Eylül.
İhtilalleri destekleyen emperyalistlerden hesap sormak daha Doğru olmaz mı acaba?
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
Halimiz bu kısaca.
Referanduma sunsak;
Asgari ücreti 2 katına çıkaralım mı?,
Etin kilosu Amerika gibi 10 TL olsun mu?
Benzinin litresi Amerika gibi 1 TL olsun mu?
Sonuç ne olur acaba?
Tabi ki evet.
Kendine güvenen varsa sorsun halka,
Mademki en büyük hakem halk,
Özelleştirmeleri sorun isterseniz.
Ama Anayasa Mahkemesi yapısı,
HSYK yapısı konularını nasıl anlayacak halk.
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
Halk olarak bilinçlenmemiz gerekiyor.
O zaman emperyalist devletler bize olmadık isteklerle gelemeyeceklerdir.
Hedefte İran’ın olduğu bu zamanlarda, muhalefet edenler ayıklanmaktadır kanımca.
Puzzlenın parçalarından bir kısmı bu ama
Esas resim puslu hala.
Umarım sürpriz olmaz.
Televizyon ekranlarında;
Futbol programları, evlilik programları, magazin programları vb programlar, bizi nereye götürü bilemem.
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme.
Hayırlı Ramazanlar diliyorum.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan