Konuk Yazar
21 Şubat 2018
Uzm.Dr.Hülya Turgut
Genelde halk arasında psikiyatri uzmanlarının tüm insanlara hasta gözüyle baktığına dair çok yanlış bir inanış vardır. Oysa ki tam tersi bizler her kişiyi kendi içinde değerlendirir ve onun doğrularını dikkate alırız. Yani çoğu durumun birden fazla doğrusu olabileceğine inanırız. Ve ancak bu durum kişinin yaşamını engellemeye başladığı noktada da müdahale ederiz.
Kişilere genel yaklaşımımız bu doğrultudadır. Yani bizler sanıldığının aksine birine hasta derken zorlanırız, normal derken değil.
Ancak bunun bazı istisnaları var. Evrensel olarak kabul görmüş ve tüm dünyada yapılan çalışmalarla da kanıtlanmış bazı durumlar vardır ki bunları kesin ve net olarak hastalık yada bozukluk olarak kabul ederiz.
Örneğin, mutsuzluk, içe kapanma ve isteksizliği olup bu durumu en az iki hafta süren kişilere depresyon tanısının konulması gibi. Ve bu kişi dünyanın neresine giderse gitsin tüm psikiyatri uzmanlarınca depresyon tanısı alır. Yani bazı evrensel gerçekler herkeste aynı sonuca götürür.
Bu evrensel kabul görmüş bozukluklardan biri de “cinsel sapkınlıklar”dır. Cinsel sapkınlık; normal cinsellik yaşayabileceği kişiler dururken bunlar yerine aslında cinsel obje olmayan nesne yada canlılarla ilişkiye girmek demektir. Ve bunlardan en yaygın olanları, pedofili (çocukla cinsellik), zoofili (hayvanlarla cinsellik), nekrofili (ölü ile cinsellik)…tir. ve bu liste uzar gider. Bunlardan da en ağır ve travmatik olanı pedofilidir.
Ve tüm bu durumlar evrensel olarak normal kabul edilmez. Bu durumların adı cinsel sapkınlıktır. Ve en hızlı şekilde müdahale edilmesi gereken hukuksal boyutu da olan bir durumdur.
Ancak bu tür durumları normalleştirmeye çalışan bir takım kişiler, bu durumu reddeder yani inkar eder, bir seferden bir şey olmaz der, bu durum dinimizde de var der yada bu durum hastalık der ve sorundan kaçmaya çalışır.
Ancak ne yazık ki tüm bu inkar mekanizması mevcut gerçeği değiştirmez. Hele de ortada rızası olmayan yada mevkisini kullanmak suretiyle küçücük çocuklara yapılan bir durum varsa bunu hiç bir şey aklamaz. Ve bu durum zaten başlı başına vahim bir durum iken bir de bu çocukları korumakla sorumlu kişilerin bir kereden bir şey olmaz demesi ve bir çok kişi tarafından da dinen uygun demesi ayrıca dehşet vericidir. Bu üslup bu tür olayların tekrarlanmasını önlemek yerine tam tersi bu durumu legal hale getirip, yaygınlaşmasının önünü açar.
Ve asıl sorulması gereken sorulardan biri de şu, kadınların etek boyu yada gece dışarıda olmaları tahrik eder zihniyetindeki bu tür insanlar o küçük erkek çocukların nesinden tahrik oldular acaba?
Bir kişide sapkın niyet yoksa hiç birşey tahrik edemez, ancak kişi sürekli sapkın niyetle geziyor ise; kadından da tahrik olur, mini etekten de tahrik olur, tesettürden de tahrik olur, çocuktan da tahrik olur, su damacanasından da tahrik olur, pazarda satılan patlıcan ve salatalıktan da tahrik olur.
Huzurlu ve güvenli yarınlar temennisiyle…