İbrahim Halil Okuyan
20 Mayıs 2016
“Carlos Plump Birleşik Devletler deniz
kuvvetlerinde genç subaylara öğretmenlik yapıyordu. Vietnam’da jet pilotu
olarak savaşmıştı. 76. uçuşu sırasında uçağı yerden havaya fırlatılan bir
füzeyle vurulmuş, Ancak son anda uçaktan atlamış, Paraşütle yere inmişti.
Ne var ki komünistlerin eline
esir düşmüş, 6 yılını bir hapishanede geçirdikten sonra tekrar ülkesine
dönmüştü.
Şimdi genç öğrencileriyle bu paha
biçilmez deneyimlerini paylaşıyordu.
Bir gün, bir lokantada eşiyle
birlikte yemek yerken yakındaki masada bir adam kendisine yaklaştı ve ”Siz
Yüzbaşı Plumpsınız değil mi?” dedi.
Plump’ın cevap vermesine fırsat
vermeden konuşmasını sürdürdü adam;
“Vietnamda Kitty Hawk savaş
gemisinde savaş pilotuydunuz. Uçağınızı vurmuşlardı.”
Bütün bunları nereden biliyorsun
diye sordu Plump şaşkınlıkla.
Adam hemen cevap verdi;
Sizin paraşütünüzü katlamıştım.
Bir taraftan eliyle ustaca
katlama hareketleri yaparken “Umarım paraşütünüz hemen açılmıştır” dedi.
Plump minnettarlıkla, “Elbette”
dedi, “katladığın paraşüt açılmasaydı, bugün burada olamazdım.”
Adam tevazu ile Plump’ın elini
sıkıp müsaade istedi ve yerine oturdu.
Plump o gece uyuyamadı. Hep adamı
düşündü. Bir paraşütün katlanma biçimi bir pilotun ölüm kalım meselesi olacak
kadar incelikli bir işti. Bir jet pilotu olarak bu detayı hiç düşünmemişti. Kim
bilir Kitty Hawk’ta kaç kez yüz yüze gelmişlerdi de sıradan bir memur olarak
görmüştü adamı. Sözüm ona, bir jet pilotunun yaptığı ile sıradan memurların
yaptığı işler kıyaslanır şeyler değildi!
Hep sıradan biri gibi görmüş olmalıydı
adamı. Hayatında yeri olmayan önemsiz bir dekor gibi.
Çok büyük bir ihtimalle ona bir
“Merhaba” demeyi bile çok görmüştü. Saatlerce onun yaptığı işi düşündü.
Yüzlerce paraşütün iplerini
birbirinden itina ile ayırışını, Kumaşı inceden inceye katlamasını hayal etti.
Elinin her hareketinde, hiç
tanımadığı birinin hayatını ellerinde tuttuğunu fark etti.
Ertesi gün dersine şu beklenmedik
soruyla başladı Plump: “Paraşütünüzü kim katlıyor?”
Bir süre susup cevap bekledi.
Anlaşılan o ki, Herkes kendi işine
odaklanıyor, Kendi işinin detaylarında kritik katkıları olan insanları hesaba
katmıyordu.
Hepimizin hayatımızın her anında
kullandığımız bir paraşüt vardır. Bizi hayatta tutan, Öz güvenimizi sağlayan,
Ayaklarımızı yere sağlamca bastıran ya da havada asılı kalıp öteleri görmemizi
sağlayan nice küçük fakat önemli detayın arkasında kimler var acaba.
Hayır, hayır; Jet pilotu olmanız
ya da savaşıyor olmanız gerekmiyor elbet bu soruya muhatap olmak için.
Simdi sokakta huzurla yürürken
biri basit bir soru sorulabilir size:
“Pantolonunuzu kim ütülüyor?””
*alıntı
Musluğundan akan tertemiz su için
kimler çalışıyor, Neler yapılıyor düşündünüz mü hiç?
1980 yıllarda günde 2 teneke su
ile yetinmek zorunda olanlar vardı.
Suya hasretti insanlar.
Nasıl oldu da bu gün boşa
akıttığın o su Musluğundan 24 saat akıyor hiç düşündün mü?
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan İnşaat
Yüksek Mühendisi
21.Mayıs.2016
Şanlıurfa