İbrahim Halil Okuyan
16 Ağustos 2011
Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır.
İlaç alır, Geçmez.
Bir iki gün bekler, Ağrı devam eder.
Doktor çağrılır.
Doktor muayene eder, Ağrı kesiciler verir, Gider.
Lakin Osman Efendinin baş ağrısı artarak sürer.
Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar.
Başka doktorlar çağrılır…
Osman Efendi Uşak’ın ileri gelenlerindendir,
Ağrıyı kesene servet vaat eder.
Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz.
Ev halkı birbirine karışır,
Baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendiyi İstanbul’a götürmeye karar verirler.
İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur.
Röntgenler çekilir, testler yapılır…
Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir.
Oysa dayanması gittikçe zorlaşan Baş ağrısı ve Gözyaşları Hayatı çekilmez hale getirmiştir.
Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi,
Bu defa da apar topar yurtdışına götürülür.
O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zürih’e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır,
Onlarca profesör görüş alışverişi yaparlar,
Testler tekrarlanır.
Sonuç: Osman Efendiye teşhis konulamaz.
Artık yerinden kalkamayan Osman Efendiye ağrı kesici iğneler verilir,
Ülkesine dönüp “Dinlenmesi”,
Daha doğrusu son günlerini -evinde- geçirmesi tavsiye edilir.
Osman Efendi bitkin, Aile perişan.
“Kader” denilir,
Uşak’a dönülür.
Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır
Ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar.
Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye,
Osman Efendinin eski berberi Berber Mehmet çağrılır.
Berber yataktan kalkamayan Osman Efendiyi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.
Berber Mehmet bir an düşünür.
“Beyim?” der,
“Sakın Sizin Burnunuzda Kıl Dönmüş Olmasın”
Bir bakar,
“Hah işte” der.
“Kıl dönmüş.”
Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.
Ev halkı Osman Efendinin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar.
Berber Mehmet, Osman Efendinin elinden zor alınır
Ve Cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir.
Osman Efendinin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, Kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır.
Gözlerinin yaşarması geçmiştir.
Baş ağrısından ise eser kalmamıştır.
Dönen Kılın Sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir.
Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi,
Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar.
Kıssadan Hisse
Vergiden turizme, Sosyal Güvenlikten Adalet Reformuna kadar Berber Mehmet Efendilerin Fikirleri var, Dinlemek gerek.
Bazen büyük sorunların “Çok Basit” çözümleri olabilir.
Burnundan Kıl aldırtmayanların Başı Çok Ağrıyabilir.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
15.Agustos.2011 Mersin
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın