Bülent Okutan
12 Aralık 2007
Ben beni bildim bileli bu kente gelen yöneticilerin çoğu ört basçı olmuştur. Onlar için bu şehrin artısı ne ise? Bursa, Adana değiliz. ıstanbul, Ankara, ızmir hiç olamayız. Ama niye ört basçıyız?
Neyi kotarmaya çalışıyoruz Allahaşkına? Cevabı çok basit biliyormusunuz? Çünkü hiç biri oralardan buraya gelmemiştir. Siz hiç şanlıurfa’ya son elli yılda Ankara, ızmir, Adana, Bursa veya ıstanbul’dan atanmış bir Müdür veya yönetici gördünüz mü ? Cevap net;
Hayır…
Ya ?
Bu kente gelenler ya bizden küçük illerden geldiler, ya da yöneticiliğin ilk hazzını burada tattılar. Peki ya sonrası. Sonrası tabiri caizse, berberlik başımızda öğrenildi ve ver elini büyük şehirler, ya da Ankara.
Ben bu yazıyı niye kaleme aldım gelelim ona. www.sanliurfa.com’un bir haberi ilgimi çekti de ondan. Haberde şanlıurfa’da ki kalabalık ilköğretim sınıflarının mecliste tartışma konusu yarattığı ön plandaydı. ıkinci planda ise kent yöneticilerinin bakanı yanılttığı. Yani ört bas mantığı. Belki rakam abartılıydı. Yani Yağmurlu köyünde 136 öğrencinin aynı sınıfta eğitim görmediği iddiası gibi. Ama istatistiklerde şanlıurfa bir sınıfta eğitim gören 57 öğrenci ile Türkiye’de ilk sıradadır zaten. Bu devletin saptadığı bir rakam. Örtbasın anlamı, mantığı bitiyor orada zaten? Peki neyi, niye saklamaya çalışıyorsunuz. Ben de dört yıl eğitimcilik yaptım. Hep te varoşlarda. Hiçbir sınıfım doksanın altına düşmedi. Bu Urfa’nın bir gerçeği.
Ama dedim ya ortada kotarılmak istenen bir şeyler var. Bu kent bazıları için bir basamak. Onlar bazı şeyleri ÖRTerek bir yerlere varmayı amaçlayabilir. Başta vekillerimiz o örtüleri göremediği ve üstüne BAS’amadığından kimse de liyakatından bir şey yitirmiyor. Bilakis birileri için demin söylediğim gibi biz, yani bu çukur da kalmış şehir, tümsek vazifesi görüyor. Yani bir yüksek atlama çıtası.
Mantık şu ;
‘Bu şehir ben geldiğimde yitip gitmişti. Ama benden sonra düzeldi. Yani kazın ayağı artık öyle değil. Sorunlar azaldı. Ona göre artık benim kıymetim biline’
Kusura bakma arkadaş ama yeni gelin, odayı halının altına süpürür ve bunu sadece kaynana fark eder. Biz hepimiz birer kaynanayız aslında ama siz bilmiyorsunuz, sorunlar yumağı şu Güneydoğu çukurunda. Bunu bilesiniz. Bizi kandıramazsınız kesinlikle.
Öyleyse işinizi yapın. Sorunları saptayın ve aktarın. Gerçeği saklamayın ki, sizi gönderenler çözsün o problemleri. Zaten siz tek başınıza çözemezsiniz bunları, mümkün değil. Sizler çözüm yolunda,sizleri yollayanlara yardımcı olmak için gönderildiniz. Ama çözümün parçası değil de, sorunun bir parçası olarak bu kentte kalıp koltuk işgal ederseniz, bu iş iyice kördüğüm olur.
Ve sözün özü ne yazık ki işte o çark, biz halkın istediği gibi dönmüyor. Acı gerçek yıllardır bu. Mantık da, işleyiş de, sistem de bu. Çünkü vekalet verdiklerimiz gidipde gelmedikleri o Ankara’dan ne yazık ki bu ili göremiyorlar.. Gözleri bir görse. ızin vermezler bu yanlışlara. Bu kentin sorunlarını ÖRTBAS edenlerin yanlışlarının üstüne BASıp, ÖRTerler…
Ve, sorunlar da ortadan kalkar, ÖRTBASçılarda…
Ama nerdeeee!…
Alıntı: ; http://www.sanliurfa.com/v1/index.php?bolum=haber&islem=detay&id=34901