Konuk Yazar
4 Temmuz 2018
Mümin Sekman (Sosyolog)
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur.
-Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak
Ortadoğululuktur.
-İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.
-Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılamak
Ortadoğululuktur.
-Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak
Ortadoğululuktur.
-“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara
oy vermek Ortadoğululuktur.
-İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak
Ortadoğululuktur.
-Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam
hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.
-Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak
Ortadoğululuktur.
-Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak
Ortadoğululuktur.
-Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup
hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğululuktur.
-Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var”
diye kendini avutmak Ortadoğululuktur.
-Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri
suçlamak Ortadoğululuk.
-Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak
Ortadoğululuktur.
-Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla
övünmek Ortadoğululuktur.
-Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna
inanmak Ortadoğululuktur.
*
Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu
görüyorsunuz, neden?
Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun beyninin yüzde 75’i dinle
kaplıdır. Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır.
Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine
saldırı sayar.
Dinle ilgili olmayan pek fikri olmadığı için, dinini
ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!
Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı
gibi bir şey.
İronik bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından
kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiyeye geliyor.
Türkiyenin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi
Ortadoğululaştırıyor.
*
Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum.
Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi
yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle
oturduğunu görüyorum.
Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde
hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar.
Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli
yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o
diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder.
Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?
*
Bunları kimseyi ikna etmek için yazmadım.
Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla
değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.
Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla.
Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.
Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim”
notu.
Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç
anlaşıldığını biliyorum.
Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç
anlarlar!
Azgelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır:
İdrak gecikmesi!
*
Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması
gerekenden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar
vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!
“Coğrafya kaderdir” der Ibni Haldun, bizim kaderimiz
de idrak gecikmesi!