Bülent Okutan
26 Ocak 2007
şu Göbeklitepe gününden beri benim ilgimi ne yazık ki çekmedi. Hürriyet Gazetesi haberi bir Avrupa Dergisine dayandırarak verdiğinde zaten büyük pot kırmıştı. ılk haberde Göbeklitepe’nin Adem ile Havva’nın Cennet’ten kovulduktan sonra gelip yerleşerek ilk tarımı gerçekleştirdikleri yer olarak vurgulanmıştı. Ne yani şanlıurfa cehennemmiydi? Cennetten kovulan nereye giderdi ki? Benle beraber herkesin kafası karışmıştı. Ama sonrasında kazıyı yapan şu Alman Arkeolog’da konunun saptırıldığı yolunda açıklamalar yapınca hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Ardından polemikler devreye girdi. Alman’ın buradan yolunu bulduğu iddialarını hiç ummadığımız makamlar yaptı. Yerel basın ise hemen buraya alt yapı istedi. Bir an önce yollar asfaltlanmalı, kuyruğa giren binlerce insan buraya rahatça ulaşmalıydı. Alman yine kızdı. “Nereye geliyorsunuz. Daha kazı sürüyor. Burayı yolgeçen hanı yaptırmam, tarihi ayaklar altına aldırmam. Yol, mol istemem”dedi. Almanı yolunu bulmakla suçlayanlar, bu kez Alman’dan yana tavır aldılar. “Adam doğru söylüyor. Ne yolu? Nereye gidiyorsunuz. Bırakın daha kazacak adam” dediler. Bu kazı-kazan hikâyesi Allah’tan Kazı mevsimi bitti de sona erdi. Derken Almanya’da bir sergi açıldı. Serginin odak noktası. Göbeklitepe’ydi. Kent yöneticileri soluğu orada aldılar. Aynı uçakta, ama ayrı koltuklarda uçtular ve Karlsruhe’ye indiler. 12 bin yıllık Urfalı adam heykeli diye anonslar yapıldı. (Hoş gerçi biz o aralar hala Topçu Meydanı’nda ki Kayıp Topçu Heykelini arıyorduk ve bulamamıştık. Bkz. www.hizmetgazetesi.net ‘de ki Köşe Yazılarından “Kayıp Topçu Yazısı”) Yöneticilerimiz yine aynı uçakta, ama yine ayrı koltuklarda gittikleri gibi döndüler. Döner dönmez biri yazılı açıklama yaptı. Göbeklitepe’ye şanlıurfa’yı hazırlamak gerektiğini vurguladı ve turizm yatırımcılarını davet etti. Diğeri de AYRI olarak basını çağırıp kanlı canlı açıkladı. “Tüylerim diken diken oldu. Beni onikibin yıllık şehrin Belediye Başkanı diye anons ettiler” dedi ve ekledi ; “Hırant Dink cinayeti olmasa, sergi haberi ulusal basında daha geniş yer bulacaktı. ELELE verirsek turizmi Göbeklitepe’de patlatabiliriz” Bence de öyle. Samast Halaskargazi’de üç el patlatmasaydı, serginin haberi belki patlayacaktı. Ama olmadı. Siz de Elele derken Karlsruhe’de ki sergiyi iki büyük yönetici olarak dönüşte, BıRLıKTE değerlendirseydiniz bence bir şeyler patlayabilirdi diye düşünüyorum. Ama ortada bir ayrılık, küskünlük var. Elele nerede vereceksiniz de, nasıl bir şeyleri patlatacaksınız Allahaşkına???