Ali H. Demir
27 Ocak 2009
Okullar, toplumun eğitim öğretim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturulmuş örgütlü yapılardır. Okulların kuruluşu, işletilmesi, değerlendirilmesi eğitim sisteminin iç işi gibi algılandığı geçmiş dönemlere göre günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde bu anlayış yanlış bir algı olarak görülür hale gelmiştir. Bunda özellikle eğitilmiş insan gücünün artması, bilginin, iletişimin geçmişe göre çok daha kolay, çabuk, yaygın bir hale gelmiş olmasının büyük payı vardır.
Eğitim faaliyetlerinin yürütülmesinde öğretmenlerin önemli bir yer tuttuğu hemen herkes tarafından kabul edilir. Öğretmenler eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü yerler olan sınıfların en önemli yöneticileri, yönlendiricileri ve rehberleridir. Bu durum öğretmenin sınıf ortamında var olan öğretmen öğrenci etkileşiminde üstün bir konumda olmasını da sağlar. Ancak bu üstünlük eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği konusunda öğretmenin sorumluluğunu da daha büyük bir oranda artırır. Her ne kadar son zamanlarda yapılan program geliştirme çalışmalarında öğrencilerin daha aktif olmasını gerektiren bir takım düzenlemeler yapılmış da olsa bu durum öğretmenin sınıf ortamındaki konumunda değişiklik yapamamaktadır. Sınıf ortamında öğretmenin sahip olduğu konumu değiştirecek bir düzenlemenin de yakın zamanda yapılacağını beklememek gerekiyor. Eğitim öğretim faaliyeti öğretmen öğrenci arasında bir etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkacak ürünlere yönelik olarak yapılır. Bu durumda öğretmen ve öğrenci etkileşiminde öğretmenin üstün bir konumda olması doğaldır. Sınıf ortamında yapılan faaliyetlerde henüz istenen düzey bilgi, beceri, alışkanlık ve tecrübeye ulaşamamış öğrencilerin öğretmenlere göre daha üstün bir konumda bulunmasını beklemek de gereksiz, anlamsız ve yersizdir. Öğretmen sınıf ortamında faaliyetleri yönlendiren unsurdur.
Eğitim öğretim faaliyetlerinde önemli bir yere sahip olan öğretmenin çabaları eğitim öğretim faaliyetinin niteliğine büyük oranda etki edecektir. Bu nedenle öğretmenin çabaları büyük önem taşımaktadır. Eğitim öğretim faaliyetinin niteliğine dair bir şeyler söylemek isteyenler bu anlamda öğretmenin çabalarına yönelik olarak da bir şeyler söylemek zorundadır. Eğitim öğretim faaliyetlerinde görev alan tüm öğretmenlerin aynı düzeyde başarı gösterdiğini söylemek oldukça zor görünmektedir. Aslında bu konuda olumlu veya olumsuz bir yargıya varmak da mümkün olmayabilir. Zira öğretmen çabalarına yönelik eğitim sistemi içinde oluşmuş tartışılmaz, somut, objektif değerlendirme sistemi bulunmamaktadır. Öğretmenlerin çabalarına yönelik olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapabilmek için veriye ihtiyaç bulunmaktadır. Veri olmaksızın ne söylense yanlış olacaktır. Bu durum eğitim sisteminin üst düzeyde düzenleyicileri, değerlendiricileri, yöneticileri açısından olumsuz bir durum olarak görülebilir. Zira eğitim öğretim faaliyetlerinde en önemli faktörlerden birisi olan öğretmenlerin çabalarına yönelik değerlendirme yapmayı sağlayacak verinin hala oluşturulmamış, ortaya konulmamış olması bu çağda eğitim sistemlerinin geldiği nokta açısından bakıldığında önemli bir eksikliktir.
Yapılan eğitim öğretim faaliyetlerinde görev alan personelin çabalarına yönelik olumlu veya olumsuz bir şey söylerken bunun veriye dayalı olması değerlendirme yapacak olanlara da yol gösterecektir. Eğitim öğretim faaliyetlerinde yol gösterici verilerin oluşturulması öğretim standartları oluşturulması ile mümkündür. Öğretim standartları okullarda yapılan eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliği üzerinde bir şeyler söylemek isteyenlere, değerlendirme yapmak isteyenlere veri sağlar. Öğretim standartlarının oluşturulmasında eğitim sisteminin üst düzey yönetim mekanizmalarına büyük iş, sorumluluk düşmektedir. Hangi okulun ne düzeyde nitelikli eğitim yaptığının, hangi personelin ne düzeyde başarılı bir çaba ortaya koyduğunun belirlenmesinde öğretim standartlarıyla yapılacak karşılaştırma sonrasında daha doğru değerlendirmeler yapmak mümkün olabilir.
Eğitim sistemini yönetenlerin, dizayn edenlerin belirleyeceği öğretim standartları okullar, sınıflar, öğretmenler arasında her tür farklılığı dikkate alacak düzeyde ayrıntılı olmayabilir. Bu nedenle okullar düzeyinde de bu tür standartların oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu anlamda merkez birimlerinin genel standartlar belirlerken okul ve daha alt düzey birimler için daha ayrıntılı standartlar belirlenmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ancak her şeyden önce böylesi bir standarda ihtiyaç olduğunun farkına varılması gerekmektedir ki bu eğitim sistemimiz için oldukça gecikmiş bir durumdur.
Soru, Görüş ve Önerileriniz için….
Ali Hikmet DEMİR