Köşe Yazısı

NEDEN BEN?

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

Kaybedenlerin vazgeçilmez sözüdür “neden ben?” 


 


Niye ben demeyin! Niye ben diyen herkesin,


Bu yaşanmış hikâyeleri okuduktan sonra belki fikri değişecektir.                        


 


“Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı.


Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katildi.


Tırmanacakları  yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, Büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karşılarına.


Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi.


Emniyet kemerini taktı, İpi yakaladı ve kayanın dik yüzüne   tırmanmaya başladı.
Bir süre tırmandıktan sonra, nefes alabileceği bir oyuk buldu.
Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığıyla düşerek ipi gevşetiverdi.


Aniden boşalan ip, hızla Brenda’nın gözüne çarparak lensinin düşmesine neden  oldu.
Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkânsızdı.


Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı.


Ve Brenda artık Bulanık  görüyordu.


Ümitsizlik içinde Brenda,


Lensini bulabilmesi için Allah’a dua  edebilirdi yalnızca.


Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı.
“Allah’ım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün.


Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi,


Beni lensimin  yerini de biliyorsun.


Onu bulmama yardım et.”


Patikalardan yürüyerek aşağı indiler.


Aşağı indiklerinde,  


Tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler.


İçlerinden biri,


“Aranızda lens  kaybeden var mı?” diye bağırdı.
Brenda’nın sonradan öğrendiğine göre,


Lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip  parlayan lens kızların dikkatini çekmişti.


Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına  anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan  bir karınca resmi çizerek,


Karıncanın üzerindeki baloncuğa  bunları yazacaktı:  


 


Allah’ım!


Bu nesneyi neden taşıyorum bilemiyorum.


Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece  bunu taşımamsa,


senin için taşıyacağım..”


 


Meşhur Wimbledon’un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe


kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi.. 
Hayranlarından biri sordu..


“Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?” 
Arthur Ashe cevap verdi.. 
“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar,


5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır.


Elimde şampiyonluk kupasını tuttuğum zaman Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım.


Şimdi sancı çekerken, Tanrı’ya nasıl ‘Neden ben?’ derim?. 
Mutluluk insanı hoş yapar.


Başarı ışıl ışıl..


Zorluklar güçlü..


Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazı.. 
Tarihin mübarek hatunlarından Rabiatül Adeviye (Veli


Hanımlardan biridir. Basra’da büyüyüp, Kudüs’te Miladi 752tarihinde vefat etmiştir. ), bir gün başı ağrıyınca bir tülbendi başına sarıvermişti.


Sarıvermesi ile çıkarıp atması bir olmuş.


Kendi kendine,


”Ey utanmaz nefsim, Rabbim yıllar boyu sağlık, afiyet verdi.


Bir günden bir güne bu sağlığını belirtecek bir tülbendi başına sarmamışken, bir defacık başın ağrıyınca başına bu tülbendi bağlayıp, dünya âleme ilan etmeye hayâ etmiyor musun” diye nefsine öfkelenivermiş. “


 


Kıssadan  Hisse:


“BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM” demeyin…


 


Başınıza gelen sıkıntı ve musibetlerde dahi ALLAH’ a asla ‘Neden ben?’ diye sormayın.


Şikâyet etmeyin.


Sabrederek ve size verdiği nimetlere teşekkür ederek karşılayın.


Bence hayat tesadüflerle açıklanamayacak kadar mükemmel ve hiçbir şey nedensiz değil…


 


Saygılarımla.


 


İbrahim Halil Okuyan


İnşaat Yüksek Mühendisi


12.Aralık. 2010  Şanlıurfa


[email protected]


 


 

143 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

“NEDEN BEN ?”

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

 


 


Efsane Wimbledon’un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe


kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi.. Hayranlarından biri sordu..


Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?” Arthur Ashe cevap verdi..


“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar


5 milyonu tenis oynamayı öğrenir


500 bini profesyonel tenisçi olur


50 bini yarışmalara girer


5 bini büyük turnuvalara erişir


50’si Wimbledon’a kadar gelir


4’ü yarı finale


2’si finale kalır.


Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya “Neden ben?” diye hiç sormadım.


Şimdi sancı çekerken


Tanrı’ya nasıl “Niye ben?” derim?.


Mutluluk insanı tatlı yapar.


Başarı ışıltılı..


Zorluklar güçlü..


Hüzün insanı insan yapar


yenilgi mütevazı..


Tanrı’ya asla “Neden ben” diye sormayın.


Ne olacaksa olur.
Neden ben demek Allah’a bir isyandır!!
Evet gerçekten başarılı olduğumuzda şans bize güldüğünde neden ben demek aklımıza gelmiyor ama kötü bir şey başımıza geldiğinde neden ben diyebiliyoruz.


Bu hayat bizim için iyi ya da kötü her şeyi yaşayacağız


İsyan ederek elimize hiçbir şey geçmez…


İstenmeyen bir şey olduğunda bu noktaya gelmemizde kendi sorumluluğumuzu aramalıyız, varsa kendi hatalarımızı düzeltmeliyiz.
Hayatımızı sorgulamamız için dünyaya gelmedik,


Hepimizin bu dünyadaki yaşam tarzı her ne olursa olsun şükür etmek olmalıdır,


Bu yazı bunu gerçekten anlatıyor anlayana tabi.


 


Saygılarımla.


 


 



 

240 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir