Bülent Okutan
12 Haziran 2008
Belediye kent merkezinde ki asfalt çalışmalarını sürdürüyor. Haliyle trafik felç.
Bazı yerel medya organlarımız muhalif olma adına çala kalem saldırıyorlar. ışin çok uzadığı , organizeden uzaklık, tutarsızlık, dengesizlik manşetlerin baş malzemesi. Ben de kendime bir malzeme aradım. Belediyeyi eleştireceğim ya! Aslında onlar yani medya tayfası kızılca kıyameti koparmasa ben sessiz kalacağım.
Çünkü yapılan asfalt,alta döşenen taş zemin, üstüne serilen neredeyse on santimlik zift karışımı mucır ile doyurucu bir çalışma gibi..
Döşenen mucır, ben de muzur olunca harekete geçtim artık dayanamayarak. Kentin en deneyimli müteahhitlerinden birini alıp asfaltın başına götürdüm. Bir süre Balıklıgöl’de ki balıkları izler gibi yola baktıktan sonra sorumu patlattım;
-Bu nasıl bir asfalt ağbi?
Deneyimli müteahhit başladı anlatmaya, kelimesine dokunmadan aktarıyorum ;
-Bu asfalt şehir içi yollar için uygun değil. Burada kullanılan mucır üç ya da dört numara. Yani en ucuzu. Bu malzeme genelde şehirlerarası karayollarında kullanılır. Taşlar biraz büyüktür ve gözenek oluşturur. Amaç buzlanmanın önlenmesi, aşırı hızdan tekerlek kaymalarının önüne geçilmesidir. Bu dökülen malzemenin Belediye silindirleri ile ezilip düzleştirilmesi güçtür. Bunun için karayollarının daha ağır tonajlı silindirleri gerekir. O nedenle bu yollar kısa bir süre sonra deforme olur. Belediye şehir içi asfaltı için en fazla iki ya da bir nolu mucır kullanmalıdır. Halkın kaymak gibi diye tabir ettiği yollar o yollardır’
Umarım deneyimli müteahhitimizin gözlemleri yanlıştır. Aksi takdirde belediyemiz kaldırım denemelerinden sonra bir kez daha karizmayı çizdirecek, hatta karizmayı asfalt yapacaktır. Temennim bunun olmaması yönündedir…
Belediyeden işi bilen ya da bilmeyen bir yetkili arayıp da, bu müteahhitimizin adını, telefonunu bana sorarsa seve seve veririm. En azından onlar kapışırken ben aradan sıyırırım diye düşünüyorum. Çünkü ben asfalttan anlamam. Belediyecilerimiz de anlamıyorsa o zaman durum fecaat demektir!…
DıPNOT; Konu yollarımız olunca Bedir Aslan adlı okuyucumdan gelen e-maili bu yazının sonuna ekleyip noktayı koyayım. şöyle demiş Sayın Aslan ;
‘Merhaba Sayın Okutan!
Ben Urfalıların bu güne kadar yakındığı bir konuda yorum yapmak istiyorum. SSK kavşağı… Hergün işe gidip geldiğim bir yer. Samimi olarak söylüyorum inşaata baktıkça kahroluyorum. ıhaleyi Mesar firması almış. Ama 1 aydır hala bir çivi bile çakmamış.Anlamadım kaderimiz mi böyle? Daha neyi bekliyoruz, 2004 ten beri çok bekledik .Yazık olmuyor mu bu memlekete? Bir de yol kenarına attıkları tonlarca molozlar…O görüntüler çok berbat. Memleketin imajı bozulmuyor mu? Belediye,karayolları denetim yapmıyor mu? Hergün binlerce yabancının şehre girip çıktığı yerde böyle görüntüler neyin nesi?
Sizden ricam bu konuyu dile getirirseniz BELKı YETKıLıLER HAREKETE GEÇER DE MEMLEKET KAZANIR. Saygılar’
Tayfun Talipoğlu olmasak ta iki yol hikâyesi yazdık işte. Artık kime nasıl uyarsa?