Konuk Yazar
6 Şubat 2013
Kendimi Şanlıurfaspor altyapısında oynayan bir futbolcunun yerine koydum ve düşünmeye başladım.
Maçımızı doğal çimde oynamamız gerekiyor ama daha önce maç yaptığımız 11 Nisan Stadyumu yıkılmış. ‘Çimlerini bozarsınız’ diye GAP Arenaya ayak basmamıza izin verilmiyor.
Nizami bir çim sahada antrenman yapma şansımız olmadığı için sentetik sahada çalışıyoruz. TFF’nin ‘Mutlaka altyapı takımın için bir çim sahan olacak’ talimatı kağıt üzerinde kalmış, ‘Büyükşehir’ ünvanlı kentte maç oynanabilecek nizami ölçülerde başka doğal çim saha olmadığı için kilometrelerce yol gidip maçınızı doğal çim denilen Siverek’in tarlaya dönüşmüş sahasında oynamak zorunda kalıyoruz.
Bizi ‘laf’ olsun diye kampa götürüyorlar.
Profesyonel olmuş arkadaşlarımızdan Mahmut Reçber ligde 20 maçta 14 gol atmasına rağmen kendisinden faydalanılmamış, O da bu yüzden 3. Lig takımlarından Kırıkhanspor’a gitmiş. Milli takım altyapı seçmelerine davet edilen İzzet Canlıka’nın yanı sıra; Yunus Emre Mest ve Muhammed Emin Balcı’yla profesyonellik sözleşmesi imzalanmış ama onlara da yüz verildiği yok.
Futbol sevdalısı Valimiz Sayın Celalettin Güvenç ve çiçeği burnunda Kulüp Başkanımız Fethi Şimşek’ten ‘Gençlerin kent merkezinde oynamak yerine, ilçeye gidip maç yapmasına gönlümüz razı değil, buna çare bulacağız’ sözünü bekliyoruz ama nafile, onların profesyonel takımdan başka gözleri bir şey görmüyor.
Şanlıurfaspor’u PTT 1. Ligde Manisa karşısında izliyorum.
İçlerinde olsaydım diye hayal ediyorum.
Yanımda bir-iki Urfalı oyuncu daha olduğunu da..
Sonra ‘Gerçekleri gör oğlum. Hocalar hazır oyuncuyu sever, altyapıdaki oyuncuya yer verip. Durumlarını hiç riske atarlar mı?’ diye hayıflanıyorum kendi kendime..
Tam o sırada Murat Kayalı bizleri rahatlatan o ikinci golü atıyor.
Sahi Murat Kayalı kimdir?
Nasıl oldu da Yılmaz Vural’ın gözde oyuncularından biri olup, Spor Toto Süper Ligde bu sezon üst üste 16 maç oynama başarısı gösterdi?
Zamanında o da bizim gibi genç değil miydi?. PAF Ligi. 2. lig, 1. lig derken, Süper Lig deneyimi yaşadı ve şu anda takımın en kariyerli oyuncularından biri.
Cesur bir hoca çıkıp, ‘Al oğlum bu forma senin. Çık, hakkını ver’ demiştir ve muhtemelen Murat Kayalı’nın kariyeri böyle başlamıştır.
Hocalar keşfettikleri gençlere futbolumuzun geleceğini kurtarmak adına cesaretle görev vermezse futbolcu nasıl yetişecek?
Bugün şanslıyız, zengin bir kulüp başkanımız. Futbolu çok seven bir Valimiz ve olmayacak transferleri bir telefonla halledebilecek bakanımız var.
Peki yarın ne olacak?
Düzenli kalıcı gelirleri olmayan bir takım olarak her sezon bu kadar kaliteli oyuncuyu bir araya getirme şansımız var mı?
Yapacağımız şey nüfusunun yarısı çocuk olan Şanlıurfa’yı tarayıp, seçmeler yapıp,, geleceğin yetenekli futbolcularını bulup, kulüp çatısı altında yetiştirmek, teknik adamlara onlardan yararlanılması için cesaret vermektir.
Ne demişti Erman Toroğlu Şanlıurfa’ya son geldiğinde ?
‘İyi at yetiştiriyorsunuz da iyi futbolcu neden yetiştiremiyorsunuz?’
Bu sözler bir Urfalı olarak benim çok ağrıma gitmişti.
Sizin de ağrınıza gitmedi mi?