Köşe Yazısı

MARANGOZ

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör


         Yaşlı
bir marangozun emeklilik çağı gelmişti.

İşveren
müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak, eşi ve büyüyen ailesi
ile birlikte daha özgür bir yasam sürmek tasarısından söz etti.

Aybaşlarında
aldığı ücretini elbette özleyecekti.

Ne
var ki emekli olmak istiyordu.

İşveren
Müteahhit, Emektar isçisinin ayrılmasına üzüldü ama ona son bir hayat dersi
vermeyi düşündü.

Marangozdan
bir ev daha yapmasını rica etti.

Bu
bir müddet daha işe devam etmesi demekti.

Marangoz,
istemeyerek kabul etti ve işe girişti, Fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını
görmek pek kolaydı.

Bastan
savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı.

 Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son
vermek ne büyük Talihsizlikti!…

İşini
bitirdiğinde işveren, Evi gözden geçirmek için geldi.

Dış
kapının anahtarını marangoza uzattı.

“Bu
ev senin” dedi, “Sana benden hediye” .

Marangoz,
şoka girdi.

Ne
kadar utanmıştı!

Keşke
yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi!

O
zaman böyle yapar mıydı hiç!

Daha
bir özenirdi.

Bizim
için de bu böyledir.

*

Gün
be gün kendi hayatımızı kurarız.

Çoğu
zaman da, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız.

Sonra
da, şoka girerek, kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız.

Eğer
tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız.

Ne
var ki, geriye dönemeyiz.

Marangoz
sizsiniz.

“Hayat,
bir kendin yap tasarımıdır” demiştir biri.

Her
gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz.

Bugün
yaptığınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacağınız hayatı belirler.

Yani
sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..

Öyle
ise onu akıllıca kurun.

Hayatınızda
yaptığınız seçimleri bir düşünün….

Bugün
olduğunuz siz olabilmek için yaptığınız seçimleri… Bugünkü siz olabilmek için
nelerden vazgeçtiniz?

Eğer
seçimleriniz şimdikinden farklı olsaydı, yani vazgeçtiklerinizi seçmiş
olsaydınız,

Şimdi
ki siz nasıl olurdu?

Hayatınız
bugünden nasıl farklı olurdu?

Hayatta
attığımız her adımın bedelini bir şekilde öderiz. Seçimlerimizin bedeli de
vazgeçtiklerimizdir işte.

Eğer
bu bedeli ödemekten pişman değilsek ne mutlu bize… Ama eğer keşkeler varsa
içimizde vay halimize… O keşke hep kemirir içimizi, bir de acaba vardır.

Acaba,
keşkenin en yakın dostudur.

Keşke…
Yapsaydım, acaba bugünden ne farklı olurdu?

Daha
mı mutlu olurduk acaba?

Daha
mı çok paramız olurdu acaba?

Daha
mı başarılı olurduk acaba?

Daha
mı çok sevilirdik acaba? …

İşte
bu acabalar böyle süreeerr gider.

Belki
kariyerimizi seçmişizdir, doğmamış çocuklarımızdan vazgeçerek, belki başarılı
bir avukat olmayı seçmişizdir, ödüller alacak bir tiyatrocu olmaktan
vazgeçerek, özgür olmayı seçmişizdir, belki de bizi bizden bile çok sevecek
birinden vazgeçerek, belki de gitmeyi seçmişizdir, sadece kalıp sonuna kadar
savaşmaktan vazgeçerek.

Küçücük
yaşımızdan beri seçimlerle yüzleşiriz.

Okuyacağımız
okulları seçeriz, Okulda ki arkadaşlarımız seçeriz,Sonra büyüğünce ne
olacağımızı seçeriz, Mesleğimizi seçeriz, Kariyerimizi seçeriz, Hayatı
paylaşacak eşimizi seçeriz…

Bazen
seçtiğimizi beğenmeyiz ve bırakır başka bir şey seçeriz, bazen o kadar şanslı
değilizdir ya da cesaretli, seçimimizden pişman bile olsak onunla yaşamayı
seçeriz ama yine seçeriz…

Bazen
sadece mutlu olmayı seçeriz.

Aslında
hayattaki seçimlerimizin en temel amacı da bu değil midir zaten.

Mutlu
olmak…

Ama
ne yazıktır ki hayatın karmaşası içinde unutuveririz temel amacımızı.

Hepimiz,
bu dünyada her ne yapıyorsak mutlu olmak için yaparız,

Ya
da en azından yapmalıyız aslında…

Kendimiz
için ilk hedefimiz bu olmalı.

Her
neyi seçiyorsak yaşamak için, önce bir durup düşünmeliyiz.

Mutlu
olacak mıyım?

Çünkü
hayatta yaptıklarımızdan mutlu olduğumuz sürece başarılı oluruz.

En
azından hiçbir pişmanlık duymayız geriye dönüp baktığımızda.

“Keşke”
değil “iyi ki” deriz o zaman.

İyi
ki yapmışım…

Çünkü
bu dünyadan son nefesimizi verip ayrılırken, Yaptıklarımızdan değil
yapamadıklarımızdan pişmanlık duyacağız bence.

Düşünün
bir kere, bugünkü siz olmak için, siz kim olmaktan vazgeçtiniz?

Unutmayalım
lütfen kaderimiz karar anlarında şekillenir…

Unutmayın…

Paraya
ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın.

Hiç
incinmemiş gibi sevin.

Kıssadan
hisse:


“Tanrı,
güneşi her gün yeniden doğurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için
zaman tanıyor bize. “
 

                                                                    Paulo Coelho

1.298 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

Marangoz

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

 


 


Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti.


İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak Eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yasam Sürmek tasarısından söz etti.


Aybaşlarında aldığı ücretini elbette özleyecekti.


Ne var ki emekli olması istiyordu.
İşveren Müteahhit,


Emektar isçisinin ayrılmasına üzüldü ama ona son bir hayat dersi vermeyi düşündü.


Marangozdan bir ev daha yapmasını rica etti.


Bu bir müddet daha işe devam etmesi demekti.


Marangoz,


İstemeyerek kabul etti ve işe girişti,


Fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı.


Bastan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne büyük Talihsizlikti!…
İşini bitirdiğinde işveren,


Evi gözden geçirmek için geldi.


Dış kapının anahtarını marangoza uzattı.


Bu ev senin” dedi, “Sana benden hediye” .


Marangoz, şoka girdi.


Ne kadar utanmıştı!


Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi!


O zaman böyle yapar mıydı hiç!


Daha bir özenirdi.


 


Bizim için de bu böyledir.


Gün be gün kendi hayatımızı kurarız.


Çoğu zaman da,


Yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız.


Sonra da,


Şoka girerek,


Kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız.


Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız.


Ne var ki, geriye dönemeyiz.


 


Marangoz sizsiniz.
“Hayat, bir kendin yap tasarımıdır” demiştir biri.


Her gün bir çivi çakar,


Bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz.


Bugün yaptığınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacağınız hayatı belirler.


Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..


 


Öyle ise onu akıllıca kurun.


Hayatınızda yaptığınız seçimleri bir düşünün….


Bugün olduğunuz siz olabilmek için yaptığınız seçimleri… Bugünkü siz olabilmek için nelerden vazgeçtiniz?


Eğer seçimleriniz şimdikinden farklı olsaydı,


Yani vazgeçtiklerinizi seçmiş olsaydınız,


Şimdi ki siz nasıl olurdu?


Hayatınız bugünden nasıl farklı olurdu?


Hayatta attığımız her adımın bedelini bir şekilde öderiz. Seçimlerimizin bedeli de vazgeçtiklerimizdir işte.


Eğer bu bedeli ödemekten pişman değilsek ne mutlu bize… Ama eğer keşkeler varsa içimizde vay halimize…


O keşke hep kemirir içimizi, bir de acaba vardır.


Acaba, keşkenin en yakın dostudur.


Keşke… Yapsaydım, acaba bugünden ne farklı olurdu?


Daha mı mutlu olurduk acaba?


Daha mı çok paramız olurdu acaba?


Daha mı başarılı olurduk acaba?


Daha mı çok sevilirdik acaba? …


İşte bu acabalar böyle süreeerr gider.


 


Belki kariyerimizi seçmişizdir, doğmamış çocuklarımızdan vazgeçerek,


Belki başarılı bir avukat olmayı seçmişizdir, ödüller alacak bir tiyatrocu olmaktan vazgeçerek,


Özgür olmayı seçmişizdir, belki de bizi bizden bile çok sevecek birinden vazgeçerek,


Belki de gitmeyi seçmişizdir, sadece kalıp sonuna kadar savaşmaktan vazgeçerek.


Küçücük yaşımızdan beri seçimlerle yüzleşiriz.


Okuyacağımız okulları seçeriz,


Okulda ki arkadaşlarımız seçeriz,


Sonra büyüğünce ne olacağımızı seçeriz,


Mesleğimizi seçeriz,


Kariyerimizi seçeriz,


Hayatı paylaşacak eşimizi seçeriz…


Bazen seçtiğimizi beğenmeyiz ve bırakır başka bir şey seçeriz,


Bazen o kadar şanslı değilizdir ya da cesaretli,


Seçimimizden pişman bile olsak onunla yaşamayı seçeriz ama yine seçeriz…


Bazen sadece mutlu olmayı seçeriz.


Aslında hayattaki seçimlerimizin en temel amacı da bu değil midir zaten.


Mutlu olmak…


Ama ne yazıktır ki hayatın karmaşası içinde unutuveririz temel amacımızı.


Hepimiz, bu dünyada her ne yapıyorsak mutlu olmak için yaparız,


Ya da en azından yapmalıyız aslında…


Kendimiz için ilk hedefimiz bu olmalı.


Her neyi seçiyorsak yaşamak için, önce bir durup düşünmeliyiz.


Mutlu olacak mıyım?


Çünkü hayatta yaptıklarımızdan mutlu olduğumuz sürece başarılı oluruz.


En azından hiçbir pişmanlık duymayız geriye dönüp baktığımızda.


“Keşke” değil “iyi ki” deriz o zaman.


İyi ki yapmışım…


Çünkü bu dünyadan son nefesimizi verip ayrılırken, Yaptıklarımızdan değil yapamadıklarımızdan pişmanlık duyacağız bence.
Düşünün bir kere, bugünkü siz olmak için, siz kim olmaktan vazgeçtiniz?


Unutmayalım lütfen kaderimiz karar anlarında şekillenir…


Unutmayın…


Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın.


Hiç incinmemiş gibi sevin.


Kıssadan hisse:


“Tanrı, güneşi her gün yeniden doğurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize. “
Paulo Coelho


 


Saygılarımla.


 


İbrahim Halil Okuyan


İnşaat Yüksek Mühendisi


25. Ekim. 2010   İstanbul


 [email protected]


 


 


 



Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın

172 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir