Bülent Okutan
27 Haziran 2008
Otoban inşaatında nihayet mutlu sona yaklaşıldı. Karayolları yetkilileri Aralık ayında yolun tamamen bitirileceğini ve kesintisiz ulaşım hizmeti sağlanacağını müjdelediler.
GAP”ın bu önemli ayaklarından birinin daha tamamlanacak olması sevindirici bir gelişme.
Düşünüyorum da ilk günden bu yana izlediğim GAP ile ilgili ne anılar var belleğimde. Ama en ilginç, en komik olan anım bu otoyol inşaatı ile ilgili olsa gerek.
Bundan üç yıl önce Doğan Haber Ajansı”nda birlikte çalıştığım acar muhabirim Barış Durak ile Gaziantep”ten Urfa”ya geliyoruz. Suruç’un Onbirnisan Beldesi yakınlarına geldiğimizde dikkatimi bir ilginçlik çekti. Karayolunun üstünden geçen Otoban,yolun hemen sağında bir evin damına dayanmış öyle kalakalmıştı.
Barış’a dönerek şunları söyledim;
“Burada bir haber kokusu var. Yarın gelip buna bakalım”
Ertesi gün belki de hayatımın en ilginç haberinin çıkacağı beldeye geldik. Barış fotoğraf çekmeye koyulurken, ben de otobanın gelip dayandığı evin kapısına yöneldim. Bahçede yaşlı bir adam ektiği soğanları suluyordu. “Amca bu ev senin mi?” diye seslendim. “Benim ne olacak “ dedi.
Bahçeye girerek yanına gittim. Ve ikinci sorumu yönelttim ;
-Bu yol gelip senin damına dayanıp durmuş. Hayırdır?
Aramızda ki dialog ondan sonra şöyle sürdü ;
-Sen kimsin ne iş yaparsın?
-Gazeteciyim
-Gazeteci mi? Gel hemen otur yanı başıma anlatayım sana derdimi.
Ben bahçede ki kürsüye otururken o içeride ki hanımına Kürtçe seslenerek, çay demlemesi talimatını veriyordu.
Başladı anlatmaya;
-Bak şimdi, ben Devletle mahkemeliğim. Evimi yıkacaklar, bu yol geçsin diye. Ama bana verecekleri para az geldi. Kabul etmedim. Bunların derdi zaten hep benimle. Bundan on sene evveliydi. Suruç biliyorsun susuz. Hayvancılık yapıyordum. Zarar edince ne var ne yok satıp Mersin’e göçtük. Orada Çilek beldesinde küçük bir ev ve tarla aldım. Tam yerleştim. Bir gün kapı çaldı. Ellerinde çanta iki tane takım elbiseli adam geldi. Dediler ev senin mi ? He benim dedim. ıyi dediler biz bu evi yıkacağız. Niye babam dedim. Dediler buradan otoban geçecek de ondan. Bende otoban nedir dedim. Yol dediler. Başka yerden geçsin dedim. Olmaz proje değişmez. Biz zaten sana evin parasını ödeyeceğiz dediler.Kabul ettim. Yıktılar. Bir süre sonra yine buralara memlekete döndük, aha bu evi aldım. Tam işim rast gidip yoluna girecek, geçen sene gene elinde çanta iki adam kapımı çaldılar. Dediler amca bu ev senin mi? He benim dedim. Bunlarda demez mi biz bu evi yıkacaz. Niye dedim. Dediler buradan otoban geçecek. Ha ben orada patladım. Dedim bu kuzzulkort otoban benim ardımda mı geziy. Ben nere gidiyem, o da gelip oradan geçiy. Bu sefer öyle kolay yıktırmam. Hakkımı tam verirseniz olur. Az verdiler mahkemelik olduk. Olay bu”
Ben gülmekten gözümden akan yaşları silerken, dünyada çift otobanzedeliği bulunan tek kişi olan amca, tabakasını çıkarmış sinirden titreyen elleri ve içini dökmüş olmanın huzuru ile, bana tütün sarmaya başlamıştı.
Ya işte öyle. Hayatta insan bazen öyle ilginçliklerle karşılaşıyor ki, gerçekten inanması çok zor.
Neyse tüm olumsuzluklara rağmen, şu KUZZULKORT OTOBAN da bitiyor ya, buna da şükür diyelim.