
Mehmet Göncü
22 Ocak 2009
16.01.2009 tarihinde beni telefonla arayan yakın akrabam Mahmut Kutlay’dan duydum bu acı haberi.
Mahmut bey, amcasıoğlu Bekir Kutluay’ın vefat ettiğini ve bugün Ulu camide kılınacak cenaze namazından sonra defnedileceğini üzüntülü bir ses tonuyla belirtince, kendisini teselli amacıyla “İnnalillah ve inna ileyhi-raciun” (Mutlak ebedi olan ancak Allahtır. (cc) Bütün canlılar da fanidir ve aslına geri dönecektir) dedim.
Gerçekten çok, çok üzülmüştüm. Rahmeti rahmana kavuşmuş olan Bekir Kutluay kardeşimiz, tek kelime ile insanı kâmil, muhterem bir zattı. Kutluay ailesine has fitri bir güzel ahlak ve meziyet sahibi idi. Aynı yaşlarda idik. Amcam Yahya’nın eşi Hafize hanım onun halası idi. Bu nedenle amcamgilde sık sık karşılaşırdık. Kardeşleri Kadir ve Muhyeddin’le de ülfetimiz vardı. Rahmetli daha o günlerde bile yardımlaşmayı seven ve elindeki yiyeceği paylaşmayı bilen bir olgunluk ve asalet gösterirdi.
Gençlik yıllarında ise liderlik ruhuyla Esnaf Kefalet Kooperatifi ve Göncü Derneği’nde görev almış, çok okuyarak ve Ahilik meclislerinde deneyim kazanarak bilge bir kişiliğe kavuşmuştu. Akıllı olmanın ölçüsü olan tevazu kendisinde had safhada mevcuttu. Mütevazı giyinir. Tevazu içinde yürür, arkadaşlarına ve tanıdıklarına hep güler yüzle ve samimiyetle selam verir, hal hatır sorardı. Kendisinden ahilik hakkında bir çok bilgi edindim ve çok şey öğrendim. Sonraları Almanya’ya çalışmaya gitti, bazı kardeşlerini de yanına aldı. Ailesinin büyük evladı olma hasebiyle ve asaleti gereği onlara kol-kanat gerdi. Kazandıklarını çar-çur etmedi, değerlendirdi. Ülkemizde ve Urfa’da iş sahaları kurdu, insanlara iş imkânı sağladı.
Özetle; inandığı gibi yaşadı ve çevresince mümin ve insanı kâmil biri olarak tanındı. İnşallah Allah’ın nazarında da öyledir.
Cenaze namazı öncesi kardeşi Aziz Kutluay (Aziz hoca), “Rahmetli benim ağabeyimdir, kimin alacağı varsa hemen gelsin verelim. Onun alacağı varsa zaman içinde getirsin versin.” dedi. Bu çok anlamlı bir duyuruydu. Helallik istendi, binlerce insan haklarını helal ettiler. Defin sırasında da binlerce insan, Bekir kardeşimizi dualarla, Darul faniden, Darul bakaya yolcu ettiler. Taziyesi süresince de on binlerce seveni gelip dua ve kuranı kerim okuyarak ruhunu şad ettiler.
Allah (cc) yerini cennet etsin. Ailesine ve dostlarına da sabrı cemil ihsan etsin.
Tek tesellimiz ise, inancımız gereği bizlerin de mutlaka bir gün bu dünyadan göçüp, bizden önce ebedi âleme intikal etmiş olan sevdiklerimize tekrar kavuşmuş olacağımızdır.
Değerli okuyucularım, isterseniz bu günkü yazımızı da Yunus Emre’nin bir şiiri ile bitirelim:
“Bu dünyaya gelen kişi, ahir yine gitse gerek,
Misafirdir vatanına bir gün sefer etse gerek”
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…